Türkiye Cumhuriyeti Laik mi?
Sosyal bir hukuk devleti mi?
Anayasa’ya göre evet ama yaşananlara ve uygulamalara göre hayır.
Tarikat ve cemaatlerin hukukumuzda yeri var mı?
Yasalarımıza göre hayır!
30 Kasım 1925 tarihinde, 677 sayılı kanun ile tekke ve zaviyeler kapatıldı. Yani tam 97 yıl önce. Ancak yaşananlar ve uygulamalar farklı!
Tarikat ve Cemaatler, dernek ve vakıf adı altında faaliyetlerini sürdürüyorlar. Dahası destekleniyorlar, mülk kiralayabiliyorlar, kamu kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği protokolleri imzalayarak kamusal alanlarda faaliyetlerde bulunabiliyorlar.
Ne yaman çelişki bu?
Hukuk devleti bu mu?
İnanabiliyor musunuz21. Yüzyılda,İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in altı yaşındaki kızı imam nikahıyla evlendirildi.
H.K.G’nin annesi, babası, istismarcısı çocuklar unutur algısı yönünde düşünmüş olmalı.
Peki ya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı?
Peki ya konuyla ilgisi olan diğer bakanlıklar?
H.K.G. neden hiç okula gitmedi?
Anayasa’nın 42.maddesi ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun52-59 maddeleri neden uygulanmadı?
H.K.G. olayı 30 Kasım 2020’de savcılığa yansımış. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı H.K.G’ninkoruma altında alındığını söyledi de faillerle ilgili iki yıldır ne yaptıklarını söylemedi.
Biz onun yaşadıklarıyla utandık!
TÜRKİYE NEREDE VE TÜRKİYE NEREYE?
Karanlığımız hiç bu kadar derin olmamıştı. Düşünün altı yaşında imam nikahı kıyılan bir çocuk. Nikahını kıyan babası. Annesi saçlarını tarayarak onu istismarcısına hazırlama görevini üstlenmiş.İstismarcısı yaptıklarını ona oyun olarak anlatmış.
Bu arada istismarın ne demek olduğunu artık bütün toplumumuz öğrendi, biliyor.
Şimdi soruyorum bir çocuk bunları unutabilir mi?
Şimdi soruyorum bu yaşananların Afganistan’da yaşananlardan farkı var mı?
Bu olay ilk değildi elbette. Çocuk gelinler ülkemizin kanayan yarası.
Toplumda büyük tepki oluşturan H.K.G olayı üzerinden çok açıklamalar yapıldı. Davanın takipçisi olunacağı ve benzeri gibi ama nedense ilk duruşma tarihi 22 Mayıs 2023 olarak belirlendi ve olayın failleri tutuklanmadı.
Bu tarihe ve faillerin tutuklanmamasına toplumsal itirazlar büyüdü. Çünkü hiç bu kadar çürümemiştik. Nihayetinde toplumsal duyarlılık etkisini gösterdi ve duruşma tarihi 30 Ocak 2023’e çekildi.
Şimdi sorulması gereken soru şu: Bu ülkede iktidarın aleyhine konuşanlar geçe yarıları göz altına alınırken, tutuklanırken neden kamuoyunu ayağa kaldıran bu olayın failleri tutuksuz yargılanıyor?
***
CHP yöneticileri ve milletvekilleri TBMM’den Adalet Bakanlığı’na yürüdüler.
Hukuksuzluklara karşı eylem önemli bir adımdır, kutluyoruz.
Şu anda cemaat ve tarikatların elinde kaç H.K.G. var fikri olan var mı?
O çocuklar neler yaşıyor, fikri olan var mı?
Kaç kız çocuğumuz imam nikahıyla evlendirildi, fikri olan var mı?
***
Türkiye’nin gündeminde bu utanç tablosu tartışılırken bir de baktık ki başörtüsüne yönelik Anayasa değişiklik teklifi, iktidar temsilcileri tarafından özgürlük ve eşitlik söylemleri eşliğinde TBMM’ye sunuldu.
Başörtünüz batsın!
Özgürlük, eşitlik anlayışının batsın!
Çocuklarımızı koruyamıyorsunuz. O bez parçası ile neyi örtmeyi düşünüyorsunuz?
Yeter artık, yeter!..
Önce evlenme yaşını düzeltin. On sekiz yaşın altında rıza ile evlenme garabetini ortadan kaldırın. Bu dava ile ilgili görmezden gelmeleri ortadan kaldırın, failleri tutuklayın. Onları en ağır şekilde cezalandırın. Amasız, fakatsız, süratle…
Medeni kanunda belirtilmiş evlenme yaşının altında imam nikahı kıyılmasının önünü kapatın. 677 sayılı kanunun gereğinin yerine getirilmesini sağlayın.
Gelinen yer toplumsal sabrın son noktasıdır…