Ey arzunun en güzel çiçekleri
Bazı nehirler taştıkça çatallanır
zamansız taşmalarla bölünmüş küçük nehirler haline gelir.
Her biri ayrı yönlerde bilinmeyene doğru akar.
Bazı tepelerde çok şiddetli bir rüzgar zamansız eser,ne kadar uğraşırsanız uğraşın hiçbir kuvvet onu durdurmaya yetmez .
Her durakta bekleyenlerin bekleme süresini kısaltır,kimisini aynı durakta indirir,kimisini farklı duraklarda indirir.
Ve bazı Acılar geçse de hiçbir hatıranın izi silinemez.
Bahar göz açıp kapayıncaya kadar gelir ve onu hissedemesin.
Boşuna söylenmez . Aşk rüzgar gibidir istesen de elinde tutamazsın...
Bahçeye ektiğin çiçekler gibi göğü yere indirip gül bahçesine çevirmesin.
Çöpten tepe yapamadığın gibi külden de dağ yapamazsın.
Yaşlı çamlardan çanak ve bardak yapanlar ağaç dallarını kırarlar.
Dalları kırılan ağaçların kökleri susar ve kurur.
Tıpkı kökleri susamış bu ağaçlar gibi, vücudun susuzluktan büzülür, çabuk kaybedersin, gücün tükenir, zamansız incinirsin.
Farkında olmadan yıkılan bir şehir gibi çökersin, şehrin harabeleri arasında mısır gevreği gibi ufalanırsın.
Yaraların sel gibi akar, yaralarını saracak kimsesi olmayanların yaralarına karışır .
Güneşte parlayan gözlerin bulut yağmuruna dönüşür
Tüm Acılar kaburgalara yerleşir
Damarlarlardaki kan nehirleri donar . ”
Tüm konuşmalar sessizliğe bürünür
Dut gibi, ney gibi, karanlık her şeyi sindirir.
Aşkın eksikliğini karşılamayan duygular, şaşkın bir aşk ikilemine düşer ve çıkış yolu bulamaz.
Ayazda kalmış bir gün gibi, hiçbir güneş ayaklarınızı ve yüreğinizi ısıtamaz
Böylece küçük öykülerin öznesi olursunuz,her yazar kendi yaşadıklarını sizinkilerle harmanlayarak yeni öyküler yaratır .
Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun gibi yarının şairleri, sizin aşk hikâyenizin karşılıksız bir sonla bittiğini okurlarına anlatır.
Tüm ifadeler:
203Sen, M Sıddık Doğan, İbrahim Bilgin ve 200 diğer kişi