“Eylülde Aşk, Eylülde Acı, Eylülde Yalnızlık Zor, Eylülde Her Şey Zor,
Sonbahar mevsiminin başlangıcı.
Günler her geçen gün kısalıyor
Doğa bir başka bahara kadar veda etmeye hazırlanıyor; Sarının ve kırmızının her tonu evreni sarar, yapraklar rüzgarı kovalar, rüzgar yaprakları kovalar
Sonbaharın ve yağmurun kokusu her zaman havadadır.
EYLÜL !
Sessizliğin ortasında çıplak yakalandığımda
“Hazırlıksızdım. “Gökyüzünü kaplayan kara bulutların yalnızlığımı kucaklamaya geldiğini sanıyordum.
Rüzgârın elini tutuyordu ve çılgınca etrafındaki her şeyi parçalıyordu .
Sanki yazdan geriye kalanlara kızmış gibi arkasını dönüyor,iç çekiyor ve nefesini toparlamaya çalışıyordu
Ellerimle tutmaya çalışıyorum.
Yaralı bir serçe gibi ellerimden kayıyordu.
Sert bir Eylül ile karşı karşıyaydım. Ancak her sabah serinliğinden sonra güneşin muhteşem ışınlarından yansıyan sıcaklığın içimi ısıtacağını ve yeni bir aşka yelken açacağımı umuyordum.
Tıpkı şiirlerim gibi Eylül ayının çiy damlalarına teslim olmuştum
Histerik bir şekilde gülüyor, elinden geldiğince derine iniyor, bulabildiği tüm eski anıları çıkarıp cildime gömüyordu
“Kayıp aşklarım, utancım, eski sevgililerim, unutulmuş anılarım, kara yağmur gibi yağan her şey.”
Şimdi ağaçların yapraklarını döktüğü yerde çimenler gibi sararıp çiçekler gibi soluyorum.
Garipliğimin bir parçasıyla, kurumuş çiçeklerin ellerine saçılmış bir gün gibi etrafa saçıyorum.
Gecenin karanlığıyla birlikte yüzüme hüznün izleri düşüyor
Yüreğime bir damla umut düşmesini beklerken dudaklarımda kelimeler şekil değiştiriyor.
Geçmiş günlerin anıları tüm vurgularıyla alnıma vuruyor, çatlamış toprak gibi kayıyorum
Bazen bilinmeyen bir çağa giden bir oyuncak gibiydim
Ah en güzel bahar gülleri
Kaderin yazılarıyla sınanıyorum sanki
Bu hayat göz açıp kapayıncaya kadar kısaydı!
Neden niçin? Her sabahın ayazı, sanki umutsuz bir eylül ayının tüm umutsuzluğunun sebebi benmişim gibi yüreğimi farklı acılarla sızlatıyor.
Çıkmazların olabileceğini nasıl bilebilirdim?
sonbahar yapraklarını hareket ettirmeden
Ağlamayı çoktan unuttuğumu sanıyordum
İnci gibi çiy damlalarının beni yıkayıp arındıracağını düşündüm Sonra berrak akan su gibi sonsuzluk
nehirde akacaktım
Şimdi sebepsiz yere göller buharlaşıyor gözlerimden
Hafızama saldırıyorum, yılların arasına sıkışan tüm yoksulluğu yok etmek istiyorum...
Evet…!
Aşk eylülde zor, acı eylülde zor, yalnızlık eylülde zor...
“Bu ayda aşk ve ölüm, insan ve doğa için her zaman sürprizlerle doludur.”
Sebep olacağın onca acıya rağmen hoşgeldin Eylül!