Sanki dev bir örümcek ağaçların etrafına dolanmış, Dünya nefes almakta zorlanıyor, tüm evren kötülerin şiddetinden değil, iyilerin sessizliğinden kıvranıyor.
Ve sanki giderek daha çok Orta Çağ'a doğru sürükleniyoruz, sanki insanlık hiç duraksamadan daha fazla cehalet ve sorumsuzluk üstleniyor. Yarından itibaren yeni çağ başlayacak ve üzerimize kara bulutlar inecek. Düşlerimizi süsleyen bahar bizden uzak olacak, eski ilhamların bu ezici liri kırılacak. Şiirler de yok olacak, cehalet yavaş yavaş evlere girip bağdaş kuracak ve biz uzaktan izleyeceğiz. Ey insanlık. Susma bu evren bizim
***
***
Rüyalar kahverengiye döndü !
Ey yaraların, küllerin ve sessizliğin mısraları,
Hendekler dolup taşıyor, asrın bahçelerinde kuşların konulduğu ağaçlar sarkıyor,
Dünyanın gururu eski püskü taşlar gibi kararıyor.”
kuzeyden güneye,
etrafa yayılmış kırılgan çimen dikenleri
Dünyanın kıvrımı yavaş yavaş sallanıyor!
Yağmur bulutları dağlara doğru toplanır, yokuşlar isteksizce kaymaya başlar.
Ve sen orada kibirli bir sultan gibi oturuyorsun
Söyle bana söyle bahar nasıl gelecek bu kibirle
Her şey alt üst olursa ruhlar nasıl dans edecek?
Uzun, canlı bir çılgınlık dünyaların uyumsuzluğunun yasını tutacak
Kimin kimi dövdüğü, kimin kimi sevdiği belli değil.
Her yerden çöl göçü, çıplak fethini aşılar,
Verecek hiçbir şeyi olmayanlar
aktarılan bir mucizeler sürüsü ile vitray bir pencereyi kucaklar.
ah gözlerim kör olsa ah gözlerim kör olsa
Sonsuza kadar bir katedral gibi yaşlı bir ağacın kökü altında otursam
Ve sonra göğüs kafesimden fışkıran değersiz bir yaprak gibi çürürsem
Galibiyete hasret yüreğim, sel gibi her şeyi yıkıp yeniden başlasa
Şimdi kırık damarlarım göz çukurumdan akıyor
yıldızlı tenim simyanın meyvesini bile kaldıramıyor
göğsümdeki böceklerin kanunu,
Ellerde yanma hissi yaratır,
ve yavaşça üzerimdeki dikenleri öldürür.
Ah,ırkımın reçinesindeki yıldızlar, kemiklerimde bir vahşet
Çağların klavsenini kırmaya çalışırcasına göğsümdeki bir ağrı yeniden doğmamı engelliyor.
Tüm ifadeler:
97Sehit Beluli, İbrahim Bilgin ve 95 diğer kişi