Sevgili şiir severler, sevgili dostlar, Ruhumun geçmiş asırlara yaptığı yolculuktan ilham alarak yazdığım bu kasidenin her cümlesi, ruhumun bir rüyasıdır.
KUŞLAR FISILDADI !
Issızlık tüm sırrıyla çölün ayaklarının altındaydı
Günler, yeni doğmuş bir bebeğin ayağındaki bir diken gibi her hareketle bükülür.
Kehanetlerinin sessizliği haykırır
Gözler yanık ot kokusundan yaş döker
Önümüzde uzanan çayırlarda, çobanın yakıcı Türküsü Uhud Dağı'na düşer ve masmavi gökyüzü, dünyanın sonunun kızıl göğünü kaplar.
Çoban, kin besleyenlerin kalbini yumuşatıncaya kadar flüt üflemeye devam eder.
Cehalet yerdeki kilime sımsıkı yerleşmiştir ve kalkmamak için mücadele eder,sonra yüzünü çobana çevirir ve mahcubiyetle oturduğu yerden kalkar.
Yol çok uzun ve engebeli, tek başıma yürümeye devam ettim.
Sabah halesindeki süt sisi kadar berrak
Boşluk ve kısır döngü birbirinin içine katlanır
Gökyüzü, denizdeki dalgaları kırmızı ışıklarla aydınlatır, dalgalar zıt daireler oluşturur.
Her daire kendi doğumunun kanını yaratıyordu
İnsan sembolleri, cümlelerin diğer tarafında karışıklığın olduğu yerlerde
Siyah bir hasır üzerinde tahtın basamaklarında oturan müminler ve kâfirlerle
Kraliçe olmayanlar kraliçe gibi davranıyordu
Siyah beyazlı piyonları sanki gerçek askerlermiş gibi kapının önüne dizdiler.
Bütün güzellikler hayretle izliyor.
Zimmete para geçirenler buğday yerine çakıl taşları satanlar her köşe başında dikilmişti.
Tüm bu nedenler,saf, gizli bir delilik kisvesi altında hayatın içinde pusudadır.
Öte yandan mağaranın kapısında ise yemyeşil gölgeler dağ yamaçlarına yansıyor.
Örümcek, ağını altın ipliklerle örmekle meşgul.
Kalmakla gitmek arasında, iki parlak gölge (yıldız) meşakkatli bir yolculuğa hazırlanır.
Gökyüzüne bakan dune, hayretle
Buradan kim geçecek?
Bir kum fırtınasının geçemeyeceği nehirler?
Aralıksız sessiz ağlayan vahşi hayvanlar mı? Bu hazırlıklar kimin için?
Her dikenin arkasında yapraklı bir yeşil vardı
Rüzgar hafif hafif esiyor ve ağaç dallarına tünemiş kuşları kucaklıyor.
Dalgalı kumsallar sessizce bekliyor
Çağlar, ne kadar olgun olursa olsun kalyon baharatı gibi kokmaya başlıyor.
Dünyanın sarhoş rüzgarlarında
Güzel olan her şey bilinmeyen konuğu ağırlama telaşında
Şiddetli yağmur,Rab her yeri suluyor
Keşfedilmemiş tüm güzellikler
Bitki demlemek için siperler
Derinlerden gelen ilahi bir ses herkesi mutlu eder.
Taht kapısında ağlayan bir çocuğun sesi
Eski hareketler ve algılanamayan geometri arasında
Daha iyi görünmeye çalışan şeytani bir kabile
Çayır kokusuna karışan söğüdün dallarına mis kokulu bir koku yayar.
Dağ ile gök arasında kuvvetle esen rüzgarın uğultusu,mânâsı büyük sözler fısıldar kulaklara,
müjdeler olsun,müjdeler olsun,Ebu Talib'in oğlu Ali bin Ebu Talib doğdu.
Caroline laurent Turunc
27/11/2022-Paris