Siyaset kurumu ve yalakalık kurumu birbirini destekleyen ve besleyen iki kardeş, iki cankuş müessesedir. Devlet ve özel sektör için de vazgeçilmezdir. Kariyerdeki yükselmenin temel yakıtı olan yalakalık, aslında hiç kolay bir iş değildir.
Yalakalık yapılan kişiye Sahip, yapana ise Köle diyelim yazım kolaylığı açısından. İyi bir köle her daim göreve hazır vaziyette, tetikte beklemelidir. Olur ya Sahip gece vakti bir açılış yapmak istedi, mesela bir gece kulübü... Gece kulübünü de gündüz açacak değil herhalde. Bu yüzden köle her an takipte ve uyanık olmalı, kulübün önünde, sahip gelmeden yerini almalıdır.
Köle yaz kış bir ceket giymeli, lakin o ceketin düğmeleri olmamalıdır. Sahibini her gördüğünde önünü iliklemek maksadıyla eli düğmelere yönlenecek, fakat ortada düğme olmadığı için eller düğme vazifesi görmek zorunda kalacak. Onu her gördüğünde hızlıca bu hareketi tekrarlayınca, ellerdeki bu meşguliyet Sahip'in dikkatini çekecek eninde sonunda.
Köle sahibine itiraz etmez, edemez. Mesela Sahip, "Senin ağzına sıçmak istiyorum" mu dedi? İyi bir Köle hemen gidip ona musil alır, daha rahat edebilsin diye, yalaka dünyadaki en fedakar ve cefakar insandır.
Yalakalık emek ister. Dünyanın en zor işidir. Yürekten yapılmayan her yalakalık, Sahip tarafından anında fark edilir. Onun yüzüne bakarken bile o kadar içten bir aşkla, hayranlıkla bakmalısınız ki Sahip köleliğinizden en ufak bir şüphe duymasın.
Yalakalık yolunda yürümek isteyen gençlere tavsiyem, tüm bu zorluklara katlanabilecekseniz şayet başlayın bu işe. Ve şu husus da çok önemli; Sahip'in etki ve yetkisi biter bitmez, anında yeni Sahip'e yönlendirebilmelisiniz yalakalığınızı, duygusal bağlılıktan kaçının, nihayetinde bu bir iş. (#ErsoyARSLAN)