Cumhuriyetimizin kuruluş prensip ve ilkelerinden ayrılarak hareket eden, bütünleşmiş bir parti karşısına muhalefetin 22 yıldır parçalanmış olarak çıkması akıl dışıdır. Ülkenin varlıklarının yok olmasının, halkının çoğunluğunun maddi sıkıntıda olmasının ve adâlet sisteminin çöküşünün nedeni de, bu akıl dışı harekettir.
75 yıldır, partileri içinde istediğini bulamayanlar onu düzeltmeye gayret edeceklerine, ayrılarak yeni partiler kurdular. 2024 yılında biz 155 parti ile mutsuzluk içinde yaşarken, Danimarka 16, Hollanda 15, Belçika 12, İngiltere 12, Makedonya 10 ve diğer bütün Avrupa 10’un altında parti ile ülkelerinde uygar ve mutlu bir yaşam sürüyorlar. Bizim yaşamımızı kabul, cehalettir.
Çatlaksız, çelişkisiz bir bütün olarak hareket eden, bütün gücü elinde tutan bir partin karşısında muhalefet ısrarla birleşmiyor, bile bile, göz göre göre yenilgide kalmayı seçiyor. Bunu yapanlar birkaç sandalye kapmak için her şeyin daha da kötüye gitmesine neden oluyorlar. Bu durumu görmemek akılcı olamaz. Eğer görüldüğü hâlde uygulanıyorsa o zaman yapılanda kasıt vardır ve bence yapılan vatan hainliğine eşittir.
AKP’den evvel hiçbir zaman AKP kadar çok oyu olan bir parti yoktu. Partilerden bir tanesi sivrilir ve hiç değilse değişik koalisyon hükümetleri kurulurdu. İlk seçiminden sonra AKP toplu oyuyla daima belirli bir eşik oluşturdu. Ve bu durum açıkça ortada olduğu hâlde onun karşısına bölünmüş olarak çıkıldı. Böyle bir aptallık ancak kazanmak istemeyerek yapılır düşüncesi da akla dış ülkelerin isteklerinin varlığı getirir.
Ülkemiz ekonomik olarak çökmüş, güvensizlik bütün etrafını sarmış, ordusu zayıflatılmış, hatta topraklarının bir kısmı gasp edilmiş durumda iken, Yeni partiler kurulması, var olanların seçim için birlikte hareket etmemesi cinnettir. Bu cinnetin sonucu da içinde olduğumuz, varlığı kabul edilemeyecek çöküştür.
Ülkenin içine düşürüldüğü durumun şu veya bu şekilde bağımlı olmamızdan da kaynaklandığı açıktır. Partiler ve politika alanındaki parçalanmışlığın halkı yapay olarak bölmüş olduğu da açıktır.
Bölünmüş bir toplumun da dışarıdan gelecek baskılara karşı koyma olanağı yok ve bunu bilen düşmanlarımız bize her istediklerini yaptırabilecek duruma geldiler. Buna neden olanlar bilmelidir ki halk onlardan yapmaları gerenleri yapmamalarının hesabını hiç şüphesiz bir gün sorar ve onları cezalandırır.
Konu ülkenin bekası ise, parti ayrımcılığı teferruattır. Katılımcı olmamak ve ayrımcılıktan doğacak sorunlara neden olmak, mazeret kabul edilmeyecek kadar vatanın çıkarlarına karşı gelmektir.
Bu yanlışı yapanlar hâlâ affedilemez suç işliyorlar.
Açıkça görülüyor ki önümüzdeki seçimler ülkenin kaderini belirleyecek. Bu nedenle muhalefet partilerinin bu secim için ufak hesapları, partizanlığı ve ayrılıkları bir yana bırakmaları ve 19 yıldır yazdığım gibi, vatanın bekâsı için birleşik hareket etmeleri kaçınılmaz gerektir.
Bu seçimde muhalefet partilerinin desteklerini yegâne kazanma şansı olan ana muhalefet partisi CHP’ye vermeleri elimizdeki kalan tek akılcı yoldur.
Yeni bir hükümet kurulduğunda, tek adam sisteminden derhal çıkılmalı, TBMM’nin ve hukukun varlığı onarılmalı. Atatürk ilkelerine geri dönülmeli, yapılan yanlışların düzeltilmeli, Hukuk, Tarım, Eğitim, Savunma, Ekonomi onarılmalı, yurdun kayıpları geri alınmalı ve bağımsızlık geri kazanılmalıdır.
Bunları kısa zamanda başarmak ancak yeni iktidarın bir dönem için, huzurlu ve hummalı çalışma ile olur. Onun için de birleşmiş, el birliğiyle hareket edilen bir dönemlik beraber çalışma süresine gerek var
Böyle bir dönemde yeni iktidarı desteklemek ileriye dönük aydınlık bir geleceği hazırlamak olur. O aydınlık gelecekte de, her partiye ve kişiye, hukuk çerçevesinde kazanma fırsatı doğar. Takip eden dönemlerde ufak partiler de, bireyler de, TBMM’sinde girme şansını elde ederler. Belediyeler doğal haklarını tekrar kazanırlar.
BOP’nin gâyesi Güneydoğu topraklarımızdan da yer alarak, Kuzey Suriye / Irak / Fırat / Dicle / bölgesini de kapsayan büyük İsrail’in kontrolünde bir Kürt devletinin oluşmasıdır. Başarıya ilerleyen bu dramın son korkunç sahneleri gözlerimizin önünde oynanıyor. Her bireyin, her yazarın görevi ve sorumluluğu yanlışları kınamak yerine, olanlara seyirci kalan halkı bilgilendirmek ve doğru yolda hareketlerini sağlamaktır.
Yapılması gerekenler Atatürk’ün birkaç sözünde yazılı. Başka yollar arayarak hayal peşinde ziyan edilen yıllar bizi içinde olduğumuz zor duruma getirdi.
Aynı yolda devam etmek cinnet, cehalet ve gabliktir!
Başarıya erişmek, bu aşamada ancak ana muhalefet partisini karşılık beklemeden desteklemekle ve beraber hareket etmekle olur. Çünkü ABD’nin yegâne karşı koyamadığı, birleşmiş bir toplumdur.
Ülkemizin çoğunluğu hâlâ Atatürk sevgisi ve ona olan güvenle yaşıyor. Onları bir hedef altında harekete yönlendirmek her aklı işleyen vatanseverin görevi.
CHP içindeki çatlak seslerin varlığı af edilemez.
Bu tür safsatanın vakti değil ve o yolda olanlar hemen durmalılar. Diğer partiler de kayıtsız şartsız birlikte hareket edeceklerini derhal açıklamalı ve halkın da beraberliği ve desteği sağlanmalı.