Özgür Bey, size yazmaya devam etmemin nedeni hâlâ dürüstlükle doğruyu yapmaya gayret ettiğinizi düşünüyor olmamdır.
CHP’de bizleri çok rahatsız eden sorunların devam etmesine rağmen, sizin başarılı olmanız için elimden gelen yardımı yapmak arzusundayım.
CHP’nin başında G. Başkanı olarak bulunmanız ve CHP’nin iktidar yolundaki en güçlü parti olması bir vatansever olarak sorumluluklarımı yerine getirmem için yeterli neden oluyor.
Parti yönetimi içindeki manasız, zamansız ve yersiz kaynaşmanın tarafınızdan durdurabileceğini ümit eder, gelecek zor günlerde size başarılar dilerim.
Çok zekisiniz ve dilinize çabuksunuz. Ancak küresel siyaset ve diş ilişkiler zekâ ile değil tecrübe ile değerlendirilerek hareketi gerektirir. Bu zor işte çekirdekten yetişerek, yıllarca pişmiş olmak gerekir.
Kimsenin her şeyi tam ve mükemmel olarak bilmeyeceği gerçeğinden hareketle, bu konuda uzmanların katkısının sizin için ve ülkemiz için çok yerinde olacağına eminim. Günümüzde dış ilişkilerde konusunda yıllardır yapmakta olduğu tahmin, tespit ve önerilerde doğru çıkarak, bilgisinin derinliğini kanıtlamış olan Emekli Büyük Elçi Şükrü Elekdağ’dır.
Şükrü Bey 29 Eylül’de 100’üncü yılını sürdürmeye başlamış olmasına rağmen, hâlâ parlak düşünceye ve kapsamlı deneylere sahip bir bilgemiz ve ağabeyimizdir. Ona da danışarak alınacak kararların sızın, partiniz ve ülkemizin geleceği için çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Bildiğim kadarıyla dış ilişkilerde gereği olmadan ileriye dönük değişmesi kabil olmayacak sözleri sarf etmek, söyleyeni de, ülkeyi de sıkıntılara sokar, hatta felaketlere sürükler.
Ortadoğu batağında bugünden taraf tutmadan evvel büyük resme bakmak ve nerede olmamız gerektiğini veya nerede olmaya, ya da olmamaya, mecbur olduğumuzu iyi değerlendirmek gerekir.
Bir NATO üyesi olarak, NATO ülkelerinin karşıtı tarafında olmaya mecbur kılacak sözlerin sarf edilmesi ileride büyük zorluklara neden olabilir. Çok mecbur olunduğu zaman bile değiştirilebilecek sözlerle geçiştirmenin doğru yol olduğu denemiştir.
İkinci Dünya Savaşında büyük baskı ve zorluklar içinde olmasına rağmen İsmet İnönü bu yöntemi başarıyla sonuna kadar yürütmüştü.
Parti içerisinde bugünkü ve yarınki yerinizi belli ettiğiniz için sizi kutluyorum. İktidar tarafından engellenmediği durumda Mansur ve Ekrem Beylerin Cumhur Başkanlığı ile Başvekilliği paylaşmaları şimdilik halk tarafından kabul görecek bir çözüm olur. Ekrem Bey engellenmiş olduğu takdirde Cumhurbaşkanlığına politikacı ve partici olmayan yeni bir “Necdet Sezer” olması halkı memnun eder.
Hiç şüphe yok ki Mansur Bey de çok başarılı bir Başbakan olur.
Karışık ırklardan oluşmasından ötürü, içgüdüsü kuvvetli halkımız, bilgisiz bırakılmış olmasına rağmen, kişi değerlendirmesini biliyor. Ve arka planda kalmasına rağmen, sessiz ve derinden hareket ederek başarılara erişen Mansur Yavaş Beyi, önde gelen seçeneği olarak gösterebiliyor.
Unutulmamalıdır ki aynı halk, 15 yıl başta olmasına rağmen başarısızlık ve ataletle geçen yıllar nedeniyle, ülkeyi yersiz kayıplara sürüklemiş olan, zararsız muhalefetin başkanı Kılıçdaroğlu’nu da, değerlendirmesini bilmiş ve seçmemişti. Onun şimdi tekrar sahneye çıkarılmasını, kim ön ayak olursa olsun, nedeni ne olursa olsun, halk af etmeyecektir.
Bu da tekrar CHP’nin kaybetmesine neden olur. Sizin hedefiniz herkesi memnun etmek değil, öncelikle halkı memnun etmek olmalıdır. Yapılan yaklaşmalar halk tarafından yanlış yorumlanıyor ve size de ülkeye de kaybettiriyor. Halk size güvenirse, itimat ederse, çıkarlarının korunacağına inanırsa, partiye yaklaşacaktır.
Henüz CHP halkın oyunu kazanmış değil. Bunu kazanmak için her konuda ön plana çıkmayı yardımcılarınıza bırakınız ve ana sorunları nasıl çözeceğinize, çözmeye başlayarak halka gösteriniz. Mansur Beyin yaptığı gibi eski bilge Ziya Paşanın
‘’Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.’’ beytini hatırlar ve uygularsanız, siz de güven kazanırsınız.
Halk size bu güveni vermeye hazır ama gereksiz gaflarla kendinizi harcarsanız, o güvenin gelmesi zorlaşır ve gelmeyebilir.
Halk CHP’yi seçmezse kaybeden, belki ebediyen, ülke olacaktır. Başkan olarak bu kaybın sorumlusu da siz olursunuz. Yâni siz kaybederseniz ülke de kaybedecek. Kazanmak kesin olmalıdır.
Yolunuz gayet açıklıkla Atatürk’ün şu kısa bildirisi ile size çizilmiştir:
“Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir”
Bu paha biçilmeyecek iki söz başarılı bir geleceğin anahtarıdır. Sözlerini yerine getirirseniz, ya da o yola girdiğinizi yaptıklarınız ve vaatlerinizle gösterirseniz, halkın desteğini kazanma yoluna da girersiniz. Ve kazanırsınız.
Yolunuz açık olsun.
(Note: Okurum neden CHP’ye devamlı önerilerde bulunduğumu sordu. Ona Atatürk’ün sözleriyle cevap veriyorum:
“Biz daima gerçeği arayan ve onu buldukça, bulduğumuza inandıkça, ifâde etmeye cesâret eden adamlar olmalıyız.” Dahası, CHP kaybederse ,ülkemiz kaybedecek.)