A.Baybars Göğez
Köşe Yazarı
A.Baybars Göğez
 

TÜRKİYE YÜZYILI KAPSAMINDA CİMER’E YAPTIĞIM TARIMSAL ÜRETİM VE ALTYAPI ÖNERİLERİM

Saygıdeğer okurlarım, CİMER sayfasında “TÜRKİYE YÜZYILI” başlığıyla görüş ve düşüncelerinizi paylaşabiliyorsunuz. Ülkemizde Tarımsal üretim ve tarım alanları sorunları, Gıda ürünlerinin fiyatının artması, Gıda arz güvenliği kadar önemli Gıda güvenliği konusu ile İklim krizinin etkilerini de içeren ve sayfanın izin verdiği kadarıyla ayrıntılı dört öneride bulundum. Mutlaka çok daha farklı görüş ve önerileri olanlar vardır. Ben kapıyı aralamış olayım. Kamuoyu olarak hep birlikte sonuçlarını izleyelim. Temel felsefem şöyledir; DAHA İYİSİ YOKSA EN İYİ FİKİR BUDUR. Aşağıda hiçbir değişiklik yapmadan başvurularımı aynen paylaşıyorum. Saygılarımla. ———————————–/————————————–/——————————— 24/07/2023 13:13:27 tarihli başvurum. GEREKÇELER; *Tunca ve Meriç nehirleri Edirne il sınırlarımız içinden geçerek Saros körfezinden Ege denize dökülür. *Bu nehirler Edirne ilinde zaman, zaman taşkınlara neden olurlar. *İklim krizi nedeniyle verimli Trakya ovalarında su sıkıntısı yaşanmakta, yeraltı suları çekilmektedir. *Çevreciler Kanal projesine en çok da yer altı suları kaybolacak diye itiraz ediyor. *Marmara denizindeki kirlilikle yakın zamanda musilaj sorunu yaşadı. Uzmanlara göre tehlike devam ediyor. *İstanbul barajları kuraklık nedeniyle kritik seviyelerde. İçme suyu için Melen projesi gibi çözümler var. Uzayıp giden bu sorunlara devlet olarak benden çok daha iyi vakıfsınız. ÇÖZÜM ÖNERİM; *Dağları geçip tünellerle otobanlar yapıyoruz. Elimizde her türlü teknoloji ve deneyimli müteahhit var. *Meriç nehrinin yatağını tünellerle değiştirip, Trakya ovasına yönlendirip Marmara denize dökülmesini sağlayabiliriz. *Tüm Dünya çevre projelerine destek verir. Bir itiraz olacağını düşünmüyorum. Olsa da diplomasi deneyim ve girişimlerinizle üstesinden gelmeniz çocuk oyuncağı. SONUÇLARI; *Trakya ovasının su sorunu kalmaz. Taban suyu beslenir. *İstanbul içme suyu için (Avrupa Yakası ağırlıklı), Melen’e göre çok daha az maliyetli bir çözüm bulunur. *Edirne taşkınlardan korunmuş olur. *Marmara denizine yüksekten (şelale) düşen su ile deniz temizlenir. (Ege’yi besleyen yeterli akarsu var.) *Tünellerden geçen su ara noktalarda yüksekten düşürülerek, küçük HES’ler ile enerji kaynağı olur. *Çevrecilerden tam not alınır. Yer darlığı nedeniyle sizce malum olan diğer yararlarını yazmaya gerek duymuyorum. Saygılarımla. GELEN CEVAP (25.07.2023): Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine yapmış olduğunuz başvurunuz incelenmiştir.  “Türkiye’nin Yüzyılı” türünü seçerek ilettiğiniz görüş ve önerilerin tarafımızca kayıt altına alınmış olduğunu bilgilerinize sunar, ilginiz için teşekkür ederiz. ———————————–/————————————–/——————————— 25/07/2023 23:56:03 tarihli başvurum. Sayın Cumhurbaşkanım, TÜRKİYE YÜZYILI kapsamında önerimi/ projemi arz ediyorum. Ülkemizde Gıda arz güvenliği kadar, Gıdaların güvenliği de önemlidir. Ancak zabıtaların etiket kontrolü hariç yeterli denetim yapmadığını düşünüyorum. Gıda güvenliğinde en önemli kalemlerden birisi de temel besin kaynağımız olan Hayvansal Gıdalardır. Linkteki yazımda çok hızlı bir şekilde, Yerel yönetimler üzerinden bir KHK yayımlayarak bu sorunu çözebilmek mümkün. Tarımsal Hayvan Hastaneleri Kuruluş ve İşletmesi Devlet iyi bir işletmeci değildir. Yerel yönetimler de öyledir. Ancak bu yazımda alternatif modeller anlatılsa da, Tarımsal Hayvan Hastaneleri konusunda çok hızlı bir şekilde, zaten çoğu belediyenin sahibi olduğu hayvan barınakları, Tarımsal hayvan Hastanelerine dönüştürülerek, belediyelerin mücavir ve mülki alanlarındaki kırsal bölgelere/ köylere mobil araçlardan kurulu, Tarım bakanlığı onaylı/ denetimli hastaneler kurulabilir. Yazımda da anlattığım gibi ayrıca gıda kontrol laboratuvarları da kurularak, mobil ekiplerce hızlı gıda kontrolü yapılabilir. Mevcut durumda veterinerlere bırakılmış olan bu sağlık hizmeti, benzetmemi uygun bulursanız insanların sağlığı için hastaneler kurmak yerine, doktor muayenehanelerine gitmelerini önermek değil midir? Tüm dünyada sağlık sistemi sigorta esasına göre olduğuna göre, TARSİM yeniden yapılandırılarak, hayat sigortası yanında sağlık sigortası da yapacak şekilde görev üstlenebilir. Zaten %50 sübvanse edilen TARSİM primlerinin geri kalanı da, Hayvan başına destekleme primleriyle tamamlanabilir. Evcil hayvan barınakları belediyeler için gider/ masraf kalemidir. Tarımsal Hayvan Hastaneleri kurduklarında, bazı destekler ve gelir modeli oluşturularak, bu masraflardan da kurtulmuş olurlar. Malum olduğu üzere Belediyeler Büyükbaş ve Küçükbaş Yetiştirme Birlikleriyle ortak projeler yapabilir. Önerimin desteklenmesi halinde üzerinde çalışılarak, hükümetin politikalarıyla uyumlu hale getirilebilir. Evcil hayvanların bakım ve karantina hizmetleri, hastane merkezinde daha donanımlı şekilde yürütülür. Saygılarımla. GELEN CEVAP: YOK 29/07/2023 11:23:46 tarihli başvurum Sayın Cumhurbaşkanım, 24.07.2023 tarihli başvurumda Meriç nehrinin yatağını değiştirerek; Trakya ovasının sulanması ile yeraltı sularının takviyesi, İstanbul içme suyuna katkı ve Marmara denizine akıtılarak hayat öpücüğü verilmesi önerimi Türkiye Yüzyılı projesi kapsamında paylaşmıştım. İzninizle Türkiye Yüzyılı projeleri kapsamında yeni bir önerimi daha paylaşmak isterim. İç Anadolu’da başta Konya ovası ve Göller bölgesi olmak üzere taban suyunun çekilmesi ve ovalar ile göllerin kuraklaşması sonucu, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere iklim değişikliği etkisi de göz önüne alındığında bölgelerdeki canlı yaşam dengesinin de olumsuz etkilendiği görülmektedir. TBMM’nin eski dönem çalışken vekillerinden Konya MV sayın Fahrettin YOKUŞ ile bir sene önce bayramlaşıp whatsapp üzerinden yazıştık. Tarım ve hayvancılık konuştuk. Çoğu duyarlı yurttaşımızın bildiği konulardan öne çıkanlar; *Konya ovasının 300 milyon m3 su ihtiyacı var. *Bu su açık kanallar yerine, borularla taşınınca buharlaşması engellenebilir. Ayrıca tüm açık kanallar üzerine GES panelleri konularak, bölgedeki çiftçilerin pompaları için elektrik ihtiyacı karşılanabilir. (Denetim gerekir. Aydınlatma ve pompa dışında başka amaçla kullanılmamalı.) *GAP ve birçok açık sulama kanalları zamanla tahrip olmaktadır. Mevcut su kaynakları da heba olmaktadır. *Gerekirse SU zabıtası kurulmalı. Veya Jandarma bu konuda görevlendirilmeli. *Vahşi sulama yapılan yerlerde acilen Yağmurlama ve damla sulamaya geçilmelidir. *Verimsiz toprakları işleyemeyenler tarımı terk edip şehirlere göç etmekte ve kırsal nüfus azalmaktadır. *İklim değişikliği nedeniyle kuraklık giderek daha da artacaktır. *Eksik su ihtiyacı karşılanmazsa Konya ovası, Göller bölgesi ve diğer ovalarımız da kuraklığa maruzdur. ÖNERİLERİM; 1. Konya ovasının su ihtiyacını Fırat- Kızılırmak’tan temin etmek yerine Akdeniz’e dökülen Manavgat vb. çay- nehirlerden ovalara tersinden su basalım. O yine yeraltı ve yer üstü kanallarından denize ulaşır. Bölge güneş enerjisi (GES) yönünden zengindir. Pompaların elektrik maliyeti sıfırdır. 2. Fahrettin beyin suya daha az ihtiyacı olan ürünlere yönelme ve makro bir üretim planlaması fikri harika. Bu konuda mevzi projeler görülse de, yaygınlaşmalı ve denetlenmelidir. 3. En yakın su kaynakları haritalarını gönderdim. Ekte. 4. İslenmemiş topraklar, fundalıklar ve bataklıkların sera gazı salımında ulaşımdan da fazla rolü/ etkisi var. Bu topraklar tarıma uygun hale getirildiğinde, toprağın CO2 tutucu özelliği devreye giriyor. Böylece Paris İklim sözleşmesi ile verdiğimiz karbon nötr hedefimize daha kolay ulaşabiliriz. Bu hedefe yönelik projeler için hibe ve uygun krediler bulabiliriz. 6. Tarım politikamızda değişim/ dönüşüm yapılmalıdır. T.C. Moskova Büyükelçiliği Tarım Ataşesinin 2021’de hazırladığı rapora internetten ulaşılabilir. Benzeri bir model ülkemiz için de devreye alınabilir/ alınmalıdır. Bu düşüncelerim Verimlilik- Tasarruf çağrınızla da uyumludur. Saygılarımla. GELEN CEVAP: YOK ———————————–/————————————–/——————————— 02/08/2023 20:57:53 tarihli başvurum. Sayın Cumhurbaşkanım, Rahmetli Ecevit’in siyasi hayatında en çok KÖYKENT iz bırakmıştır. Bölgesel/ kırsal kalkınma için en güzel örneklerden biridir. Proje Bolu, Van ve Ordu’da başlamış ancak iktidarı kaybettiği için devamı getirilmemiştir. 1969 seçimlerinde parti programına alınsa da CHP bile sahip çıkmamıştır. Proje ile ilgili en büyük eleştirim, yaklaşık 20.000 köyün cazibe merkezi haline getirilmesinin zorluğudur. Yaşadığımız iklim krizi ve tarımsal gıda fiyatlarındaki artışın en büyük nedenlerinden birisi ulaşım maliyetidir. İstanbul’a Adana- Antalya bölgesinden sebze vb. gıdalar gelmezse sorun yaşanıyor. Afet zamanında çok daha fazla sorun oluyor. Nakliye ile fiyatlar yükselince yine sorun yaşanıyor. Ulaşım/ lojistik yoğunluğu karbon salımını artırıyor. Modern/ dikey/ topraksız tarım ile kent çeperlerindeki tarıma uygun olmayan araziler bile, ölçek ekonomisi temelinde kentin temel ihtiyacını karşılar. Ekolojik ortamda üretildikleri için ihracat potansiyeli yüksektir. Örneğin; 40 dönüm serada topraksız dikey tarım ile domates- sebze üretilirse, her gün bir TIR ihracat yapılır. 100 dönüm olursa 3 TIR. İhracat dışı ürünler iç pazarda/ halde tüketilebilir ve/ veya turşu- konserve- salça- kurutulmuş gıda olarak değerlendirilir. Hoby bahçeleri veya saksıda soğan ekmekten bahsetmiyorum. Londra’nın 33 metre altındaki terk edilmiş tünellerde seralar kuruldu. KENTKÖY kitabımı bu düşüncelerle yazdım. Hollistence publication elektronik, Kitapyurdu basılı olarak satıyor. Lütfen inceletin. https://publications.holistence.com/index.php?route=product%2Fmanufacturer%2Finfo&manufacturer_id=155 https://www.kitapyurdu.com/yazar/ahmet-baybars-gogez/246403.html Bu düşünceme sahip çıkıp himaye ederseniz, TÜRKİYE YÜZYILI kapsamında farkındalık yaratacaktır. İhtiyacımız olan bölgesel kalkınma için de örnek gösterilecektir. KENTKÖY, KENT İHTİSAS KÖYLERİ- KENT İHTİSAS KOOPERATİFLERİ, KENT İHTİSAS BİRLİKLERİ temelinde, Yerel yönetimler ile Yerel Mülki amirlerin koordinasyonunda, Hazine ve Belediyelerin atıl arazileri değerlendirilerek gerçekleşebilir. Çok kısa sürede devreye alınabilir. İhtisas konuları; hayvancılıktan tarla bitkilerine, bahçe bitkilerinden süt ürünleri işletmeciliğine, soğuk hava depoculuğundan el sanatlarına kadar çeşitlenebilir. Aileleri ile sigortalı çalışacak, köyden kente göç etmiş kişiler, bir süre sonra tarımdan da para kazanıldığını görerek, kendi iradeleriyle köydeki arazilerinde benzer üretim yapmak için tersine göç başlar. Kayıtlı istihdam artar. Glaskow COP 26 ile “ENERJİ- TARIMDA YERİNDE ÜRET VE TÜKET” ilkesine de uygun olduğu için, model yurt dışı finans kaynaklarınca destek görecektir. Aynı zamanda lojistik giderler düşeceği için gıda fiyatları düşer. Karbon nötr hedefine çok daha kolay ulaşılır. Böylelikle tarımsal- hayvansal kalkınma bazlı TÜRKİYE YÜZYILI projelerimi sonlandırıyorum. Saygılarımla. GELEN CEVAP: YOK   Bilgi paylaşınca güzel  
Ekleme Tarihi: 03 Ağustos 2023 - Perşembe
A.Baybars Göğez

TÜRKİYE YÜZYILI KAPSAMINDA CİMER’E YAPTIĞIM TARIMSAL ÜRETİM VE ALTYAPI ÖNERİLERİM

Saygıdeğer okurlarım,

CİMER sayfasında “TÜRKİYE YÜZYILI” başlığıyla görüş ve düşüncelerinizi paylaşabiliyorsunuz.

Ülkemizde Tarımsal üretim ve tarım alanları sorunları, Gıda ürünlerinin fiyatının artması, Gıda arz güvenliği kadar önemli Gıda güvenliği konusu ile İklim krizinin etkilerini de içeren ve sayfanın izin verdiği kadarıyla ayrıntılı dört öneride bulundum.

Mutlaka çok daha farklı görüş ve önerileri olanlar vardır. Ben kapıyı aralamış olayım. Kamuoyu olarak hep birlikte sonuçlarını izleyelim.

Temel felsefem şöyledir; DAHA İYİSİ YOKSA EN İYİ FİKİR BUDUR.

Aşağıda hiçbir değişiklik yapmadan başvurularımı aynen paylaşıyorum. Saygılarımla.

———————————–/————————————–/———————————

24/07/2023 13:13:27 tarihli başvurum.

GEREKÇELER;

*Tunca ve Meriç nehirleri Edirne il sınırlarımız içinden geçerek Saros körfezinden Ege denize dökülür.

*Bu nehirler Edirne ilinde zaman, zaman taşkınlara neden olurlar.

*İklim krizi nedeniyle verimli Trakya ovalarında su sıkıntısı yaşanmakta, yeraltı suları çekilmektedir.

*Çevreciler Kanal projesine en çok da yer altı suları kaybolacak diye itiraz ediyor.

*Marmara denizindeki kirlilikle yakın zamanda musilaj sorunu yaşadı. Uzmanlara göre tehlike devam ediyor.

*İstanbul barajları kuraklık nedeniyle kritik seviyelerde. İçme suyu için Melen projesi gibi çözümler var.

Uzayıp giden bu sorunlara devlet olarak benden çok daha iyi vakıfsınız.

ÇÖZÜM ÖNERİM;

*Dağları geçip tünellerle otobanlar yapıyoruz. Elimizde her türlü teknoloji ve deneyimli müteahhit var.

*Meriç nehrinin yatağını tünellerle değiştirip, Trakya ovasına yönlendirip Marmara denize dökülmesini sağlayabiliriz.

*Tüm Dünya çevre projelerine destek verir. Bir itiraz olacağını düşünmüyorum. Olsa da diplomasi deneyim ve girişimlerinizle üstesinden gelmeniz çocuk oyuncağı.

SONUÇLARI;

*Trakya ovasının su sorunu kalmaz. Taban suyu beslenir.

*İstanbul içme suyu için (Avrupa Yakası ağırlıklı), Melen’e göre çok daha az maliyetli bir çözüm bulunur.

*Edirne taşkınlardan korunmuş olur.

*Marmara denizine yüksekten (şelale) düşen su ile deniz temizlenir. (Ege’yi besleyen yeterli akarsu var.)

*Tünellerden geçen su ara noktalarda yüksekten düşürülerek, küçük HES’ler ile enerji kaynağı olur.

*Çevrecilerden tam not alınır.

Yer darlığı nedeniyle sizce malum olan diğer yararlarını yazmaya gerek duymuyorum. Saygılarımla.

GELEN CEVAP (25.07.2023):

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine yapmış olduğunuz başvurunuz incelenmiştir.

 “Türkiye’nin Yüzyılı” türünü seçerek ilettiğiniz görüş ve önerilerin tarafımızca kayıt altına alınmış olduğunu bilgilerinize sunar, ilginiz için teşekkür ederiz.

———————————–/————————————–/———————————

25/07/2023 23:56:03 tarihli başvurum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

TÜRKİYE YÜZYILI kapsamında önerimi/ projemi arz ediyorum.

Ülkemizde Gıda arz güvenliği kadar, Gıdaların güvenliği de önemlidir. Ancak zabıtaların etiket kontrolü hariç yeterli denetim yapmadığını düşünüyorum.

Gıda güvenliğinde en önemli kalemlerden birisi de temel besin kaynağımız olan Hayvansal Gıdalardır.

Linkteki yazımda çok hızlı bir şekilde, Yerel yönetimler üzerinden bir KHK yayımlayarak bu sorunu çözebilmek mümkün.

Tarımsal Hayvan Hastaneleri Kuruluş ve İşletmesi

Devlet iyi bir işletmeci değildir. Yerel yönetimler de öyledir. Ancak bu yazımda alternatif modeller anlatılsa da, Tarımsal Hayvan Hastaneleri konusunda çok hızlı bir şekilde, zaten çoğu belediyenin sahibi olduğu hayvan barınakları, Tarımsal hayvan Hastanelerine dönüştürülerek, belediyelerin mücavir ve mülki alanlarındaki kırsal bölgelere/ köylere mobil araçlardan kurulu, Tarım bakanlığı onaylı/ denetimli hastaneler kurulabilir.

Yazımda da anlattığım gibi ayrıca gıda kontrol laboratuvarları da kurularak, mobil ekiplerce hızlı gıda kontrolü yapılabilir.

Mevcut durumda veterinerlere bırakılmış olan bu sağlık hizmeti, benzetmemi uygun bulursanız insanların sağlığı için hastaneler kurmak yerine, doktor muayenehanelerine gitmelerini önermek değil midir?

Tüm dünyada sağlık sistemi sigorta esasına göre olduğuna göre, TARSİM yeniden yapılandırılarak, hayat sigortası yanında sağlık sigortası da yapacak şekilde görev üstlenebilir. Zaten %50 sübvanse edilen TARSİM primlerinin geri kalanı da, Hayvan başına destekleme primleriyle tamamlanabilir.

Evcil hayvan barınakları belediyeler için gider/ masraf kalemidir. Tarımsal Hayvan Hastaneleri kurduklarında, bazı destekler ve gelir modeli oluşturularak, bu masraflardan da kurtulmuş olurlar.

Malum olduğu üzere Belediyeler Büyükbaş ve Küçükbaş Yetiştirme Birlikleriyle ortak projeler yapabilir.

Önerimin desteklenmesi halinde üzerinde çalışılarak, hükümetin politikalarıyla uyumlu hale getirilebilir.

Evcil hayvanların bakım ve karantina hizmetleri, hastane merkezinde daha donanımlı şekilde yürütülür.

Saygılarımla.

GELEN CEVAP: YOK

29/07/2023 11:23:46 tarihli başvurum

Sayın Cumhurbaşkanım,

24.07.2023 tarihli başvurumda Meriç nehrinin yatağını değiştirerek; Trakya ovasının sulanması ile yeraltı sularının takviyesi, İstanbul içme suyuna katkı ve Marmara denizine akıtılarak hayat öpücüğü verilmesi önerimi Türkiye Yüzyılı projesi kapsamında paylaşmıştım.

İzninizle Türkiye Yüzyılı projeleri kapsamında yeni bir önerimi daha paylaşmak isterim.

İç Anadolu’da başta Konya ovası ve Göller bölgesi olmak üzere taban suyunun çekilmesi ve ovalar ile göllerin kuraklaşması sonucu, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere iklim değişikliği etkisi de göz önüne alındığında bölgelerdeki canlı yaşam dengesinin de olumsuz etkilendiği görülmektedir.

TBMM’nin eski dönem çalışken vekillerinden Konya MV sayın Fahrettin YOKUŞ ile bir sene önce bayramlaşıp whatsapp üzerinden yazıştık. Tarım ve hayvancılık konuştuk.

Çoğu duyarlı yurttaşımızın bildiği konulardan öne çıkanlar;

*Konya ovasının 300 milyon m3 su ihtiyacı var.

*Bu su açık kanallar yerine, borularla taşınınca buharlaşması engellenebilir. Ayrıca tüm açık kanallar üzerine GES panelleri konularak, bölgedeki çiftçilerin pompaları için elektrik ihtiyacı karşılanabilir. (Denetim gerekir. Aydınlatma ve pompa dışında başka amaçla kullanılmamalı.)

*GAP ve birçok açık sulama kanalları zamanla tahrip olmaktadır. Mevcut su kaynakları da heba olmaktadır.

*Gerekirse SU zabıtası kurulmalı. Veya Jandarma bu konuda görevlendirilmeli.

*Vahşi sulama yapılan yerlerde acilen Yağmurlama ve damla sulamaya geçilmelidir.

*Verimsiz toprakları işleyemeyenler tarımı terk edip şehirlere göç etmekte ve kırsal nüfus azalmaktadır.

*İklim değişikliği nedeniyle kuraklık giderek daha da artacaktır.

*Eksik su ihtiyacı karşılanmazsa Konya ovası, Göller bölgesi ve diğer ovalarımız da kuraklığa maruzdur.

ÖNERİLERİM;

1. Konya ovasının su ihtiyacını Fırat- Kızılırmak’tan temin etmek yerine Akdeniz’e dökülen Manavgat vb. çay- nehirlerden ovalara tersinden su basalım. O yine yeraltı ve yer üstü kanallarından denize ulaşır. Bölge güneş enerjisi (GES) yönünden zengindir. Pompaların elektrik maliyeti sıfırdır.

2. Fahrettin beyin suya daha az ihtiyacı olan ürünlere yönelme ve makro bir üretim planlaması fikri harika. Bu konuda mevzi projeler görülse de, yaygınlaşmalı ve denetlenmelidir.

3. En yakın su kaynakları haritalarını gönderdim. Ekte.

4. İslenmemiş topraklar, fundalıklar ve bataklıkların sera gazı salımında ulaşımdan da fazla rolü/ etkisi var. Bu topraklar tarıma uygun hale getirildiğinde, toprağın CO2 tutucu özelliği devreye giriyor. Böylece Paris İklim sözleşmesi ile verdiğimiz karbon nötr hedefimize daha kolay ulaşabiliriz. Bu hedefe yönelik projeler için hibe ve uygun krediler bulabiliriz.

6. Tarım politikamızda değişim/ dönüşüm yapılmalıdır. T.C. Moskova Büyükelçiliği Tarım Ataşesinin 2021’de hazırladığı rapora internetten ulaşılabilir. Benzeri bir model ülkemiz için de devreye alınabilir/ alınmalıdır.

Bu düşüncelerim Verimlilik- Tasarruf çağrınızla da uyumludur. Saygılarımla.

GELEN CEVAP: YOK

———————————–/————————————–/———————————

02/08/2023 20:57:53 tarihli başvurum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Rahmetli Ecevit’in siyasi hayatında en çok KÖYKENT iz bırakmıştır. Bölgesel/ kırsal kalkınma için en güzel örneklerden biridir. Proje Bolu, Van ve Ordu’da başlamış ancak iktidarı kaybettiği için devamı getirilmemiştir. 1969 seçimlerinde parti programına alınsa da CHP bile sahip çıkmamıştır.

Proje ile ilgili en büyük eleştirim, yaklaşık 20.000 köyün cazibe merkezi haline getirilmesinin zorluğudur.

Yaşadığımız iklim krizi ve tarımsal gıda fiyatlarındaki artışın en büyük nedenlerinden birisi ulaşım maliyetidir. İstanbul’a Adana- Antalya bölgesinden sebze vb. gıdalar gelmezse sorun yaşanıyor. Afet zamanında çok daha fazla sorun oluyor. Nakliye ile fiyatlar yükselince yine sorun yaşanıyor. Ulaşım/ lojistik yoğunluğu karbon salımını artırıyor.

Modern/ dikey/ topraksız tarım ile kent çeperlerindeki tarıma uygun olmayan araziler bile, ölçek ekonomisi temelinde kentin temel ihtiyacını karşılar. Ekolojik ortamda üretildikleri için ihracat potansiyeli yüksektir. Örneğin; 40 dönüm serada topraksız dikey tarım ile domates- sebze üretilirse, her gün bir TIR ihracat yapılır. 100 dönüm olursa 3 TIR. İhracat dışı ürünler iç pazarda/ halde tüketilebilir ve/ veya turşu- konserve- salça- kurutulmuş gıda olarak değerlendirilir.

Hoby bahçeleri veya saksıda soğan ekmekten bahsetmiyorum. Londra’nın 33 metre altındaki terk edilmiş tünellerde seralar kuruldu.

KENTKÖY kitabımı bu düşüncelerle yazdım. Hollistence publication elektronik, Kitapyurdu basılı olarak satıyor. Lütfen inceletin. https://publications.holistence.com/index.php?route=product%2Fmanufacturer%2Finfo&manufacturer_id=155

https://www.kitapyurdu.com/yazar/ahmet-baybars-gogez/246403.html

Bu düşünceme sahip çıkıp himaye ederseniz, TÜRKİYE YÜZYILI kapsamında farkındalık yaratacaktır. İhtiyacımız olan bölgesel kalkınma için de örnek gösterilecektir.

KENTKÖY, KENT İHTİSAS KÖYLERİ- KENT İHTİSAS KOOPERATİFLERİ, KENT İHTİSAS BİRLİKLERİ temelinde, Yerel yönetimler ile Yerel Mülki amirlerin koordinasyonunda, Hazine ve Belediyelerin atıl arazileri değerlendirilerek gerçekleşebilir. Çok kısa sürede devreye alınabilir. İhtisas konuları; hayvancılıktan tarla bitkilerine, bahçe bitkilerinden süt ürünleri işletmeciliğine, soğuk hava depoculuğundan el sanatlarına kadar çeşitlenebilir.

Aileleri ile sigortalı çalışacak, köyden kente göç etmiş kişiler, bir süre sonra tarımdan da para kazanıldığını görerek, kendi iradeleriyle köydeki arazilerinde benzer üretim yapmak için tersine göç başlar. Kayıtlı istihdam artar.

Glaskow COP 26 ile “ENERJİ- TARIMDA YERİNDE ÜRET VE TÜKET” ilkesine de uygun olduğu için, model yurt dışı finans kaynaklarınca destek görecektir. Aynı zamanda lojistik giderler düşeceği için gıda fiyatları düşer. Karbon nötr hedefine çok daha kolay ulaşılır.

Böylelikle tarımsal- hayvansal kalkınma bazlı TÜRKİYE YÜZYILI projelerimi sonlandırıyorum. Saygılarımla.

GELEN CEVAP: YOK

 
 
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

14
Ağustos
26
Nisan