A.Baybars Göğez
Köşe Yazarı
A.Baybars Göğez
 

SERA GAZI SALIMI AZALTILMASINA KATKI İÇİN BELEDİYELERLE YAZIŞMALARIM

Sürekli takipçilerim bilirler. Odaklandığım konular; – YEREL YÖNETİMLER, – YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLI SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARI, – İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SERA GAZI SALIMI AZALTILMASINDA YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ www.abaybarsgogez.net bloğumda bu konularda görüş ve önerilerimi paylaşırken, muhtemelen Şubatta yayınlanacak dört kitabımla da okurlarla buluşmayı heyecanla bekliyorum. Üzerinde çalıştığım İklim değişikliği ve sera gazları ile Belediye şirketleri kitaplarımı da 2022’de bitirmeye gayret ediyorum. Bloğumdaki son paylaşımlarımdan birisi de https://abaybarsgogez.net/dalgalardan-enerji-elde-etmek-ve-karadeniz-sahil-yolunu-kurtarmak/ başlıklı, uzmanların deyimiyle üç tarafı denizlerle çevrili, 8.000 km+ kıyısı olan ülkemizin sahip olduğu 11.000 MW deniz üstü (off- shore) RES- Rüzgâr Enerji Santralı kapasitemiz hakkındaydı. Çok ilgi gördüğünü aldığım geri dönüşler ve yorumlardan anlıyorum. Bloğumda paylaştığım yazılarımı adres defterime kayıtlı SİYASİ PARTİLER, DEVLET KURUMLARI, HABER MERKEZLERİ, İSTANBUL- ANKARA- İZMİR VE ANADOLU BASINI, MEDYA KURULUŞLARI, DERGİLER, STK VE ODALAR gibi yaklaşık 1.500 adresle de paylaşıyorum. Kitaplarım henüz yayınlanmadığı için YAZAR değil de YAZAN olarak kabul edildiğimden kaynaklı olacak!! maalesef birkaç istisna hariç yerel yönetimler, ne de basın ve medyada yeterli ilgiyi görmüyor olsa da, yapısal reformların önemini her fırsatta dile getiren üstadımızın dediği gibi; “Baybars bey biz doğruları yazmaya ve paylaşmaya devam edelim. Bir gün gelir bugün ilgisiz davranan siyasetçiler ve karar merkezleri, arkadaş sen ne demek istiyordun diye mutlaka geri dönüş yaparlar.” Yaptığım kaynak taramalarından anladığım kadarıyla yenilenebilir enerjiler ve iklim değişikliği konusunu içselleştirebilmiş, sadece UYUM EYLEM PLANI hazırlamakla kalmayıp, örnek çalışmalarla ulusal ve uluslararası düzeyde projeler geliştirerek, 2030 ara hedefleriyle, 2050 karbon nötr hedeflerini gerçekleştirmek yolunda büyük çaba içinde olan İBB- sayın Ekrem İMAMOĞLU ile İzmir BB başkanı sayın Tunç SOYER ile ekibi, bu çalışmalarıma duyarsız kalmayarak çok güzel geri dönüşlerde bulunuyorlar. Teşekkür ediyorum. Bu ilgiye karşılık vermek ve katkıda bulunmak adına ben de e- posta ile geri dönüşlerle bilgi ve birikimimi paylaşmaya gayret ediyorum. Bu yazımda İzmir BB yetkilileriyle ilgili paylaşımlarımı sizlere aktarmak istedim. Umarım benzer diğer kıyı belediyelerimiz ile siyasetçilerimiz ve kurumlarımız için de yararlı olur. Önce İZETAŞ ve İZENERJİ YKB- Yönetim Kurulu Başkanı sayın Ercan TÜRKOĞLU temas sağladı. Uzun, uzun görüştük. Daha sonra İzmir BB- İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürlüğü yanıt göndermiş; “Sn. Ahmet Baybars GÖĞEZ Bilgi paylaşımınızdan dolayı çok teşekkür ederiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, kenti daha yeşil, daha sürdürülebilir ve iklim değişikliğine karşı dirençli yapmak üzere birçok plan ve proje yürütmekteyiz. En son olarak İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı (İzmir YŞEP) ve İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planını (İzmir SECAP) hazırlamış ve 16.12.2020 tarihli meclis kararı ile onaylanmıştır. Söz konusu planlar internet ortamında halkın erişimine açılmıştır. ( http://skpo.izmir.bel.tr/)” Bunun üzerine sayın Ekrem İMAMOĞLU’na İBB BEYAZMASA üzerinden gönderdiğim ve incelenmekte olan benzeri proje önerilerimden, İzmir’e uygun kısımları paylaşarak geri dönüş yaptım. Aşağıda aktarıyorum. Jeotermal kaynaklarda Avrupa birincisi, güneş ve ultraviyole yönünden Avrupa’ya göre kat be kat avantajları olan, dalgalar yüzünden erozyon şikayetlerinin gündemden düşmediği güzel ülkemde, Karadeniz kıyılarında bulunduğu söylenen 500 Milyar ton doğalgazdan ve nükleer enerjiden çok daha fazla enerji kaynağına sahip olduğumuzun önemini, her kademeden ilgililerin de duymasında yarar var. Takdiri sizlere bırakarak özetle genel durumumuzu arz ediyorum; * Akkuyu nükleer santralı tamamlandığında elektrik üretim kapasitesi 4.800 MW olacak. * Deniz üstü Off- shore enerji kapasitemiz 11.000 MW (Şu an 0- sıfır KW) * Türkiye’nin teorik jeotermal enerji potansiyeli 31.500 ile 60.000 MWt (megawatt ısı) arasında tahmin edilmekte olup kullanılabilir teknik kapasitesi 4.809 MWt hesaplanmaktadır. 2019 itibarıyla 60 JES ile 1.624 MWe elektrik üretiyoruz. Maalesef Balçova’daki ısı değerleri elektrik üretimine uygun olmasına rağmen soğutularak konutlara ısı enerjisi olarak veriliyor. (Bu konuyu 2007’de gündeme getirmiştim. Ayrıca Seferihisar jeotermal kaynaklarımız da elektrik üretimi için uygundur.) * Türkiye’nin ağırlıklı olarak doğalgaz- kömür ve HES kaynaklı ürettiği elektrik 92 GW olup, yerinde üretim ve tüketim hedefli bir ENERJİ POLİTİKASI yerine, merkezi dağıtım sistemi tercih edildiği için fatura edilebilen 45 GW civarıdır. Yani her birimiz 2 misli üretim maliyetine katlanarak fatura ödüyoruz da denilebilir. İZMİR BB’NE CEVABIM; Sayın İzmir Büyükşehir Belediyesi Hemşehri İletişim Merkezi Yöneticisi Sayın Ercan TÜRKOĞLU İZENERJİ YKB Sayın Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürü Öncelikle nazik cevabınız için teşekkür ediyorum. Yenilenebilir enerji ağırlıklı çalışmalarınız nedeniyle kutluyorum. Cevabınızda yenilenebilir enerji modellerinden sadece birisi olan GES santraller konusundaki gayretlerinizi ve projelerinizi takdirle karşıladığımı ifade etmeliyim. Takdir edersiniz ki yenilenebilir enerji kaynakları yönünden İzmir, diğer şehirlere göre pozitif yönde ayrışmaktadır. Ayrıca hazırlamış olduğunuz Yeşil kuşak ve İklim değişikliği uyum Eylem planlarınızı ve üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşlara verdiğiniz NDS- Niyet beyanlarınızı da okudum ve takdire değer bulduğumu ifade etmek isterim. Üyesi olduğunuz www.covenantofmayors.eu web sitesini incelediğimde; 30 belediye arasından 2021 yılında eylem planını ve hedeflerini güncelleyen tek belediye İzmir Büyükşehir belediyesi olup, bugüne kadar Eskişehir Tepebaşı belediyesinin sunduğu 7 projeyi takiben belediyenizin 6 proje ile görece diğer belediyelere göre daha örnek bir performans gösterdiğini de biliyor ve görüyorum. Benzer performansı diğer üyesi olduğunuz kuruluşlarda da göstereceğinizi umuyorum. Tüm belediyelerimizin bu kuruluşlara üye olmalarını arzulamakla birlikte, bu üyeliklerin aktif şekilde yürütülmesi, sadece aidat ödeyip toplantılarına katılmakla sınırlı kalmamasını da bekliyor ve umuyorum.  Ancak bu yazımda önemle altını çizdiğim konu Dalgalardan ve Deniz üstü rüzgarlardan yararlanarak elde edilebilecek elektrik enerjisi kapasitesinin kullanılmasıdır? Aşağıda bazı link uzantılarını verdiğim bilgilerden de anlaşıldığı gibi İzmir ve çevresi dahil Türkiye’nin asgari 11 GW off- shore kapasitesi bulunmaktadır. (Ben çok daha fazla olduğunu ve yazımda da ifade ettiğim gibi sahillerimizin erozyondan kurtulması amaçlı olarak sahilden 500- 1000- 1500 metre ileriye tesis edilecek dalgakıranlar modelimle sadece yüzen değil, derin denizlerde bile sabit off- shore RES kurulmasının ek yararlarından bahsediyorum.) Bu konularda İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesinin çalışmalarından yararlanmanız ve aşağıda verdiğim örnekler gibi google da daha fazla bilgiye ulaşmanız da mümkündür. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1176471 www.ruzgarsempozyumu.org   Üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşların hibe desteğine ek olarak, kooperatif modeli ve/ veya tahvil çıkartmak suretiyle sağlanan finansmanla gerçekleştireceğiniz düşük maliyetli yatırımlarla vatandaşların da gelir elde edebileceği ve daha uygun koşullarda enerji kullanımı olanaklarına sahip olacağına kuşku yoktur. Engellerle karşılaşmanız da muhtemeldir. 2030 ve 2040’da görece azaltım ve 2050 karbon nötr hedeflerine daha kapsamlı ve proaktif eylemlerde bulunarak ulaşabilmenin mümkün olduğuna inanıyorum. Bu nedenle de her türlü fırsat ve kaynakları en optimum şekilde kullanmak en doğal hakkınız ve görevinizdir. Türkiye’nin ortalama kişi başı 5,9 tCO2e olan salımına karşılık Buthan kırallığı ülke olarak karbon nötr hedefine ulaşmış ve kişi başı salımını negatif -5,57 tCO2e olarak ilan etmiştir. Bazı kırsal yerleşim bölgelerimizin karbon nötr olduklarını ve/ veya küçük dokunuşlarla ulaşabileceklerine de inanıyorum. İlk ilan eden, sayın Tunç SOYER’in temsil ettiği İzmir İl sınırları içinden bir belde neden olmasın?! Ayrıca 5346 sayılı YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ AMAÇLI KULLANIMINA İLİŞKİN KANUN Md.7 son fıkrası gereğince; “Bölgelerinde jeotermal kaynakların bulunduğu valilik ve belediye sınırları içinde yer alan yerleşim birimlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarının öncelikle Jeotermal ve Güneş gibi kaynaklardan karşılanması esastır.”  Yani valilikle birlikte ortağı olduğunuz Jeotermal AŞ ve diğer şirketleriniz ile gerekli izinleri alarak İzmir halkı da dahil siz ve valiliğin kurum ve kuruluşlarının kısa sürede elektriklerini temin etmek sorumluluğunuz ve kapasiteniz vardır. Dünyada elektrik ihtiyacının %100’nü karşılayan şehirler arasına Türkiye’den İZMİR’in girmemesi için hiçbir engel göremiyorum. Kaynak; T.C. Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikalar Kurulu BELEDİYELER İÇİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ REHBERİ. Yukarıda da ifade ettiğim gibi üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşlar ve henüz üyesi olmadığınız halde hibe ve fon desteği veren diğer kuruluşları baskılayarak, sadece İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK DEĞİL, BENZER İKLİM KUŞAĞINDAKİ DİĞER BELEDİYELERLE DE KURULACAK İŞBİRLİĞİ İLE ORTAK BİR “PROJE KOORDİNASYON OFİSİ” ÜZERİNDEN YURT İÇİ VE YURT DIŞI KAYNAK YARATMA AMAÇLI PROJELER HAZIRLANMASINI, HAZIRLANAN PROJELERİN YÖNETİLMESİ VE RAPORLAMALARINA DESTEK OLUNMASI FİKRİMİ TAKDİRLERİNİZE SUNUYORUM. Her belde liyakatli insanlar bulamayabilir. Ayrıca koordineli çalışmayla maddi ve zaman maliyetleri de azalacaktır. CİMER üzerinden yaptığım bir başvuruda olduğu gibi 1.390 belediyenin her birinin İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ UYUM EYLEM PLANI hazırlaması yerine, benzer ve birbirlerine yakın coğrafi bölgeler içinde kalan Büyükşehir- İl- İlçe- ve Belde belediyelerinin (Kalkınma Ajanslarının Kurulması benzeri şekilde) ortak UYUM EYLEM PLANLARI hazırlamaları ve bir KOORDİNATÖR BELEDİYE üzerinden çalışmaları ve raporlarını sürdürmeleri daha uygun olacaktır diye düşünürüm. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Üzerime düşen bir görev olursa, zamanım elverdiğince güzel İzmir için hazırım. Sevgiler ve saygılar sunuyorum. Bilgi paylaşınca güzel ]]>
Ekleme Tarihi: 04 Şubat 2022 - Cuma
A.Baybars Göğez

SERA GAZI SALIMI AZALTILMASINA KATKI İÇİN BELEDİYELERLE YAZIŞMALARIM

Sürekli takipçilerim bilirler. Odaklandığım konular;

– YEREL YÖNETİMLER,

– YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLI SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARI,

– İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SERA GAZI SALIMI AZALTILMASINDA YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ

www.abaybarsgogez.net bloğumda bu konularda görüş ve önerilerimi paylaşırken, muhtemelen Şubatta yayınlanacak dört kitabımla da okurlarla buluşmayı heyecanla bekliyorum. Üzerinde çalıştığım İklim değişikliği ve sera gazları ile Belediye şirketleri kitaplarımı da 2022’de bitirmeye gayret ediyorum.

Bloğumdaki son paylaşımlarımdan birisi de https://abaybarsgogez.net/dalgalardan-enerji-elde-etmek-ve-karadeniz-sahil-yolunu-kurtarmak/ başlıklı, uzmanların deyimiyle üç tarafı denizlerle çevrili, 8.000 km+ kıyısı olan ülkemizin sahip olduğu 11.000 MW deniz üstü (off- shore) RES- Rüzgâr Enerji Santralı kapasitemiz hakkındaydı. Çok ilgi gördüğünü aldığım geri dönüşler ve yorumlardan anlıyorum.

Bloğumda paylaştığım yazılarımı adres defterime kayıtlı SİYASİ PARTİLER, DEVLET KURUMLARI, HABER MERKEZLERİ, İSTANBUL- ANKARA- İZMİR VE ANADOLU BASINI, MEDYA KURULUŞLARI, DERGİLER, STK VE ODALAR gibi yaklaşık 1.500 adresle de paylaşıyorum. Kitaplarım henüz yayınlanmadığı için YAZAR değil de YAZAN olarak kabul edildiğimden kaynaklı olacak!! maalesef birkaç istisna hariç yerel yönetimler, ne de basın ve medyada yeterli ilgiyi görmüyor olsa da, yapısal reformların önemini her fırsatta dile getiren üstadımızın dediği gibi; “Baybars bey biz doğruları yazmaya ve paylaşmaya devam edelim. Bir gün gelir bugün ilgisiz davranan siyasetçiler ve karar merkezleri, arkadaş sen ne demek istiyordun diye mutlaka geri dönüş yaparlar.”

Yaptığım kaynak taramalarından anladığım kadarıyla yenilenebilir enerjiler ve iklim değişikliği konusunu içselleştirebilmiş, sadece UYUM EYLEM PLANI hazırlamakla kalmayıp, örnek çalışmalarla ulusal ve uluslararası düzeyde projeler geliştirerek, 2030 ara hedefleriyle, 2050 karbon nötr hedeflerini gerçekleştirmek yolunda büyük çaba içinde olan İBB- sayın Ekrem İMAMOĞLU ile İzmir BB başkanı sayın Tunç SOYER ile ekibi, bu çalışmalarıma duyarsız kalmayarak çok güzel geri dönüşlerde bulunuyorlar. Teşekkür ediyorum.

Bu ilgiye karşılık vermek ve katkıda bulunmak adına ben de e- posta ile geri dönüşlerle bilgi ve birikimimi paylaşmaya gayret ediyorum.

Bu yazımda İzmir BB yetkilileriyle ilgili paylaşımlarımı sizlere aktarmak istedim. Umarım benzer diğer kıyı belediyelerimiz ile siyasetçilerimiz ve kurumlarımız için de yararlı olur.

Önce İZETAŞ ve İZENERJİ YKB- Yönetim Kurulu Başkanı sayın Ercan TÜRKOĞLU temas sağladı. Uzun, uzun görüştük. Daha sonra İzmir BB- İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürlüğü yanıt göndermiş;

“Sn. Ahmet Baybars GÖĞEZ

Bilgi paylaşımınızdan dolayı çok teşekkür ederiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, kenti daha yeşil, daha sürdürülebilir ve iklim değişikliğine karşı dirençli yapmak üzere birçok plan ve proje yürütmekteyiz. En son olarak İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı (İzmir YŞEP) ve İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planını (İzmir SECAP) hazırlamış ve 16.12.2020 tarihli meclis kararı ile onaylanmıştır. Söz konusu planlar internet ortamında halkın erişimine açılmıştır. ( http://skpo.izmir.bel.tr/)”

Bunun üzerine sayın Ekrem İMAMOĞLU’na İBB BEYAZMASA üzerinden gönderdiğim ve incelenmekte olan benzeri proje önerilerimden, İzmir’e uygun kısımları paylaşarak geri dönüş yaptım. Aşağıda aktarıyorum.

Jeotermal kaynaklarda Avrupa birincisi, güneş ve ultraviyole yönünden Avrupa’ya göre kat be kat avantajları olan, dalgalar yüzünden erozyon şikayetlerinin gündemden düşmediği güzel ülkemde, Karadeniz kıyılarında bulunduğu söylenen 500 Milyar ton doğalgazdan ve nükleer enerjiden çok daha fazla enerji kaynağına sahip olduğumuzun önemini, her kademeden ilgililerin de duymasında yarar var. Takdiri sizlere bırakarak özetle genel durumumuzu arz ediyorum;

* Akkuyu nükleer santralı tamamlandığında elektrik üretim kapasitesi 4.800 MW olacak.

* Deniz üstü Off- shore enerji kapasitemiz 11.000 MW (Şu an 0- sıfır KW)

* Türkiye’nin teorik jeotermal enerji potansiyeli 31.500 ile 60.000 MWt (megawatt ısı) arasında tahmin edilmekte olup kullanılabilir teknik kapasitesi 4.809 MWt hesaplanmaktadır. 2019 itibarıyla 60 JES ile 1.624 MWe elektrik üretiyoruz. Maalesef Balçova’daki ısı değerleri elektrik üretimine uygun olmasına rağmen soğutularak konutlara ısı enerjisi olarak veriliyor. (Bu konuyu 2007’de gündeme getirmiştim. Ayrıca Seferihisar jeotermal kaynaklarımız da elektrik üretimi için uygundur.)

* Türkiye’nin ağırlıklı olarak doğalgaz- kömür ve HES kaynaklı ürettiği elektrik 92 GW olup, yerinde üretim ve tüketim hedefli bir ENERJİ POLİTİKASI yerine, merkezi dağıtım sistemi tercih edildiği için fatura edilebilen 45 GW civarıdır. Yani her birimiz 2 misli üretim maliyetine katlanarak fatura ödüyoruz da denilebilir.

İZMİR BB’NE CEVABIM;

Sayın İzmir Büyükşehir Belediyesi Hemşehri İletişim Merkezi Yöneticisi

Sayın Ercan TÜRKOĞLU İZENERJİ YKB

Sayın Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürü

Öncelikle nazik cevabınız için teşekkür ediyorum.

Yenilenebilir enerji ağırlıklı çalışmalarınız nedeniyle kutluyorum.

Cevabınızda yenilenebilir enerji modellerinden sadece birisi olan GES santraller konusundaki gayretlerinizi ve projelerinizi takdirle karşıladığımı ifade etmeliyim.

Takdir edersiniz ki yenilenebilir enerji kaynakları yönünden İzmir, diğer şehirlere göre pozitif yönde ayrışmaktadır. Ayrıca hazırlamış olduğunuz Yeşil kuşak ve İklim değişikliği uyum Eylem planlarınızı ve üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşlara verdiğiniz NDS- Niyet beyanlarınızı da okudum ve takdire değer bulduğumu ifade etmek isterim.

Üyesi olduğunuz www.covenantofmayors.eu web sitesini incelediğimde; 30 belediye arasından 2021 yılında eylem planını ve hedeflerini güncelleyen tek belediye İzmir Büyükşehir belediyesi olup, bugüne kadar Eskişehir Tepebaşı belediyesinin sunduğu 7 projeyi takiben belediyenizin 6 proje ile görece diğer belediyelere göre daha örnek bir performans gösterdiğini de biliyor ve görüyorum. Benzer performansı diğer üyesi olduğunuz kuruluşlarda da göstereceğinizi umuyorum. Tüm belediyelerimizin bu kuruluşlara üye olmalarını arzulamakla birlikte, bu üyeliklerin aktif şekilde yürütülmesi, sadece aidat ödeyip toplantılarına katılmakla sınırlı kalmamasını da bekliyor ve umuyorum. 

Ancak bu yazımda önemle altını çizdiğim konu Dalgalardan ve Deniz üstü rüzgarlardan yararlanarak elde edilebilecek elektrik enerjisi kapasitesinin kullanılmasıdır?

Aşağıda bazı link uzantılarını verdiğim bilgilerden de anlaşıldığı gibi İzmir ve çevresi dahil Türkiye’nin asgari 11 GW off- shore kapasitesi bulunmaktadır. (Ben çok daha fazla olduğunu ve yazımda da ifade ettiğim gibi sahillerimizin erozyondan kurtulması amaçlı olarak sahilden 500- 1000- 1500 metre ileriye tesis edilecek dalgakıranlar modelimle sadece yüzen değil, derin denizlerde bile sabit off- shore RES kurulmasının ek yararlarından bahsediyorum.) Bu konularda İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesinin çalışmalarından yararlanmanız ve aşağıda verdiğim örnekler gibi google da daha fazla bilgiye ulaşmanız da mümkündür.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1176471

www.ruzgarsempozyumu.org  

Üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşların hibe desteğine ek olarak, kooperatif modeli ve/ veya tahvil çıkartmak suretiyle sağlanan finansmanla gerçekleştireceğiniz düşük maliyetli yatırımlarla vatandaşların da gelir elde edebileceği ve daha uygun koşullarda enerji kullanımı olanaklarına sahip olacağına kuşku yoktur. Engellerle karşılaşmanız da muhtemeldir.

2030 ve 2040’da görece azaltım ve 2050 karbon nötr hedeflerine daha kapsamlı ve proaktif eylemlerde bulunarak ulaşabilmenin mümkün olduğuna inanıyorum. Bu nedenle de her türlü fırsat ve kaynakları en optimum şekilde kullanmak en doğal hakkınız ve görevinizdir.

Türkiye’nin ortalama kişi başı 5,9 tCO2e olan salımına karşılık Buthan kırallığı ülke olarak karbon nötr hedefine ulaşmış ve kişi başı salımını negatif -5,57 tCO2e olarak ilan etmiştir.

Bazı kırsal yerleşim bölgelerimizin karbon nötr olduklarını ve/ veya küçük dokunuşlarla ulaşabileceklerine de inanıyorum. İlk ilan eden, sayın Tunç SOYER’in temsil ettiği İzmir İl sınırları içinden bir belde neden olmasın?!

Ayrıca 5346 sayılı YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ AMAÇLI KULLANIMINA İLİŞKİN KANUN Md.7 son fıkrası gereğince; “Bölgelerinde jeotermal kaynakların bulunduğu valilik ve belediye sınırları içinde yer alan yerleşim birimlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarının öncelikle Jeotermal ve Güneş gibi kaynaklardan karşılanması esastır.” 

Yani valilikle birlikte ortağı olduğunuz Jeotermal AŞ ve diğer şirketleriniz ile gerekli izinleri alarak İzmir halkı da dahil siz ve valiliğin kurum ve kuruluşlarının kısa sürede elektriklerini temin etmek sorumluluğunuz ve kapasiteniz vardır.

Dünyada elektrik ihtiyacının %100’nü karşılayan şehirler arasına Türkiye’den İZMİR’in girmemesi için hiçbir engel göremiyorum. Kaynak; T.C. Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikalar Kurulu BELEDİYELER İÇİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ REHBERİ.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşlar ve henüz üyesi olmadığınız halde hibe ve fon desteği veren diğer kuruluşları baskılayarak, sadece İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK DEĞİL, BENZER İKLİM KUŞAĞINDAKİ DİĞER BELEDİYELERLE DE KURULACAK İŞBİRLİĞİ İLE ORTAK BİR “PROJE KOORDİNASYON OFİSİ” ÜZERİNDEN YURT İÇİ VE YURT DIŞI KAYNAK YARATMA AMAÇLI PROJELER HAZIRLANMASINI, HAZIRLANAN PROJELERİN YÖNETİLMESİ VE RAPORLAMALARINA DESTEK OLUNMASI FİKRİMİ TAKDİRLERİNİZE SUNUYORUM. Her belde liyakatli insanlar bulamayabilir. Ayrıca koordineli çalışmayla maddi ve zaman maliyetleri de azalacaktır.

CİMER üzerinden yaptığım bir başvuruda olduğu gibi 1.390 belediyenin her birinin İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ UYUM EYLEM PLANI hazırlaması yerine, benzer ve birbirlerine yakın coğrafi bölgeler içinde kalan Büyükşehir- İl- İlçe- ve Belde belediyelerinin (Kalkınma Ajanslarının Kurulması benzeri şekilde) ortak UYUM EYLEM PLANLARI hazırlamaları ve bir KOORDİNATÖR BELEDİYE üzerinden çalışmaları ve raporlarını sürdürmeleri daha uygun olacaktır diye düşünürüm. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Üzerime düşen bir görev olursa, zamanım elverdiğince güzel İzmir için hazırım. Sevgiler ve saygılar sunuyorum.

Bilgi paylaşınca güzel

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

26
Nisan