Şehir hastaneleri konusundaki paylaşımım sonrası çok ilginç ve ibret dolu geri dönüşler oldu. Sanırım birçok kişinin yaşadığı sıkıntıları tetiklemiş oldum. Yazı uzun olmasın diye atladıklarîm vardı. Aşağıda çok ilginç bir geri dönüşü paylaşmak istedim.
Bu yazıyı okurken, geçenlerde Filistin lideri gelmiş ve RTE ile basın toplantısı yapmıştı. (Hamas lideri değil.) Filistinli 130.000 yaralıyı tedavi ettiği için Türkiye ve RTE'ye teşekkür ederek başladı konuşmasına.
Suriyeli, Afgan, Afrikalı, Pakistanlı derken ortalama 200- 250.000 kişi hastanelerde tedavi oluyorsa randevu alamayıp ilgi göstermemelerini normal karşılamak lazım.
Adeta ders niteliğinde gelen cevabı paylaşıyorum. Sabredip okumanızı isterim. Mümkün olduğunca, halktan kopan, ilgisiz ilgililer ile sorumsuz sorumlulara ulaştırmak lazım.
"Ekleme yapmak istedim. Geçtiğimiz 10 kasımda trafik kazası nedeni ile ankara bilkent sehir hastanesine sevk edildim. Hayatı tehlike nedeni ile 7 günlük müdahale de hastaneyi inceleme şansım olmadı. Ama canlı yaşadıklarım;
1) Kamu özel işbirliği nedeni ile işletmeci firma kira bedellerini ihalede belirlenmiş birim fiyatlar ile alıyor. Yoğun bakimda geçirdiğim 7 gün boyunca tek kişilik odada idim. Gün boyu (yoğun bakım burası ) sadece bir defa doktor yüzü görmeme rağmen. Gün boyu (24 saat içinde) 4 defa yatak ve vücut temizliği yapıldı,hemşire değil hasta bakıcı tarafından. Günde dört defa boş (hiçbir müdahale olmadigi için) çöp kutusu temzilendi. Burdan çıkarım şu; isletmecinin yatak ve hasta temizliği ile çöp temizliği birim fiyatları çok yüksek. Yer temizliği birim fiyatları düşük dolayısıyla iki günde bir yer silimi yapıldı. Bu metodu inşaat firmaları çok güzel uygular inşaat işlerinde (Mimar'ım. Mesleğim nedeni ile yıllardır insaat işlerinde uyguladığımız metod) uygulanan bu metod sağlık işlerine de karışmış görünüyor.
2) Hastanede sağlık personeli (başkentin sehir hastanesinde) mevcut değil. Çok önemli bir bagirsak (kazada bağırsaklarım parçalanmış) ameliyatı geçirdim. Yoğun bakimda kaldigim 6 Gün boyunca sadece bir kaç kez intorn görebildim. Ameliyatı yapan asistan vera uzman dahi gelmedi. Hemşire serum takip gitti muhatap olabileceğim sadece işletmeci personeli olan hasta bakıcılar oldu.
3) Günde bir defa 10 dk yanıma gelen eşim yanıma gelebilmek için güvenlik görevlisine her gün 200 TL vermek zorunda kaldı. Hastanenin güvenlik teşkilatı her köşeyi ele geçirmiş. Parayı veren her köşeye giriyor vermeyen azardan azar beğen (güvenlik personeli de işletmeci firmaya bağlı. Asgari ücret ile ise alınıyor. Sonra yol gösteriliyor sen kendin kazan diye. Sanırım her köşenin ve vardiyanin bir hava parası var)
4) Yoğun bakımdaki geçirdiğim 6 gun boyunca eşime yalvardım. "Çıkar beni buradan" diye. İnanılmaz aci çekmeme rağmen derdimi anlatacak sadece intorn ve hastabakici var idi. Bütün ust düzey iliskilerimi devreye sokmama rağmen ne konuşacak bir doktor nede bir yetkili bulabildik. 7'nci Gün odaya çıktığımda ameliyatı yapan doc dr ile bölüm sorumlusu prof odama lütfetti. İlk tepkime (cikarin beni buradan) gayet soğukkanlı kabul etti. Çıkarken (hasta tedaviyi red etti) raporu ile red etti. Kendi imkanlarımızla istanbula özel hastaneye sevk edildik. Istanbulda tedavi süreci başladığında (ankarada yapılan yanlış müdahale nedeniyle) komaya girdim ve 7 gün ameliyathanede karnim açık bir şekilde entube edilip 6 ayrı ameliyat ile kolostomi bağımlısı haline geldim. Bu 7 gün içinde 2 defa benden umudu kestiler. Şansım; özel hastanedeki gata dan ayrılma bir profesör hocamızın müdahale etmesi idi. Durumum özel hastane değil eğitim hastanesinde tedavi edilecek bir durum idi. Ama eğitim hasteneleri (özellikle GATA) içi boşaltıldıgi için maalesef müdahale edecek tecrübede yeterli sağlık personeli mevcut değil. Ameliyatımi yapan GATA kökenli hocamı özel hastanede buluyorum.
5) Ankara şehir hastanesine yattığım hafta içinde hastane ful dolu imiş. Gazze den gelen yaralılar hastaneye getirilmiş. Cumhurbaşkanı hergun uğruyor bakanlar her gün orada imiş. Eşim ve çocuklarim aşağıda beklerken alınan olağanüstü güvenlik onlemlerinde öğreniyoruz bu durumu. Hastane böyle iken lütfedip beni almışlar.
6) Kaza olalı 6 ay oldu. Yasal haklarım için adli tıp katı raporunun çıkması gerekiyor. 6 aydır Ankara Şehir Hastanesinin verdiği eksik bilgiler nedeni ile epikriz ve diğer belgeler hala adli tıp a gönderilmedi.
SONUÇ; taşra zihniyeti sağlık sistemini, müteahhit mantığı ve kültürünü birleştirip, 5 yıldızlı lüks otele yerleştirilmiş. Sehir hastanesi efsanesi maalesef bu.