Aldatmaca ve kabus senaryolarından kurtulup, ulusal politikalar ve kararlardan bağımsız olarak kendimiz, çocuklarımız ve hemşehrilerimiz için neler yapabiliriz diye soruyorum kendime.
Önce mümkün mü diye soralım.
Bu yaşıma geldim ve her krizi fırsata çevirenler oldu. Bu sefer de biz sade vatandaşlar kazansın..
Nasıl?!!
Yerel yönetimlerimizi de ikna ederek, karbon emisyonu (ayak izi) yüksek olan nüfus ve Sanayi yoğun kentler yerine, bacalı sanayi barındırmayan ve doğal olarak karbon nötr seviyesine yakın kent çeperlerinde, modern Tarımsal tekniklerle "Ekolojik Tarımsal üretim" ile AB ve iç pazarda ihtiyaç duyulan temel meyve ve sebzeleri ölçek ekonomisine uygun seralarda topraksız tarım ve/ veya klasik tarım teknikleriyle daha uygun maliyetlerle üretip tüketicilerle bulusturabiliriz. Yüksek ihracat geliri elde ederiz. Yöremizde işsiz genç ve kadın kalmaz. Her eve en az 2-3 maaş girer.
İşte ölçek ekonomisine uygun bu modelin kentsel tarım kısmını KENTKÖY kitabımda anlattım.
Kent ihtisas köyleri
Kent ihtisas birlikleri
Kent ihtisas kooperatifleri
Burada hedef Yerinde üretip tüketerek, Adana- Antalya- Mersin gibi uzak diyarlardan ihtiyacımız olan meyve ve sebzeleri getirmenin önüne geçmektir.
Kentsel tarım ağırlıklı kalkınma modelini ise şöyle tarif ediyorum;
SETÜBÖL- Sürdürülebilir Ekolojik Tarımsal Üretim destekli Bölgesel kalkınma.
Yerel Yönetimlerin bu proje içindeki Rolü üzerinde yoğunlaşmak zorundayız.
Krizi fırsata çevirerek Kent Çeperlerinde merkezi hükümetten hiçbir beklenti içinde olmadan, elde edeceğimiz ekonomik avantajlarımızla sosyal- kültürel- çevresel- sağlık- eğitim ağırlıklı YERELDE BÖLGESEL KALKINMA gerçekleştirebiliriz.
Kent çeperindeki ekolojik kentsel tarım modeli en kısa sürede çevredeki kırsal tarımı da pozitif yönde etkileyecektir. Böylece Kentsel+ Kırsal Tarım ağırlıklı bir BÖLGESEL KALKINMA hedefine ulaşırız.