A.Baybars Göğez
Köşe Yazarı
A.Baybars Göğez
 

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ GÖZE ALAMAYANLAR, HALKA BEDEL ÖDETMEMELİ

Genel başkan seçildikten sonra yumuşama diyerek iktidarla sıcak ilişkiler kurmakla işe başlayan CHP genel başkanı sayın ÖZEL, “partide değişim ve dönüşüm başlatacağız, öncelikle yeni kazandığımız belediyelerden başlayarak belediyelerimize altı aylık ve bir yıllık karne yazacağız, bu nedenle sayın Yılmaz BÜYÜKERŞEN başkanlığında bir heyet/ komisyon kurup çalışmalara başlıyoruz” anlamında açıklama yaptıktan sonra tüm partililer alkışladı. Özellikle de Yerel yönetimler konusunda araştırmalar yaparak içerik üretmeye çalışan, yeterince ŞEFFAFLIK ve HESAP VEREBİLİRLİK olmadığı için bilgiye ulaşmakta kılı kırk yaran ve 30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KARNESİ kitabını yazan bir kişi olarak en çok da ben, karne konusunu alkışladım. Öyle ya, koskoca genel başkan yalan mı söyleyecekti! Aradan tam bir yıl geçti, bu sözün tutulduğunu gören- duyan olmadı. Sayın BÜYÜKERŞEN’e de bir muhabir sorduğunda, kendisine böyle bir talep gelmediğini ve arayan- soran olmadığını söyledi. Yani küskün!! Tabii ki çeşitli değerlendirmeler yapılsa da, adeta gizli genel başkan olduğu söylenen İBB başkanı sayın Ekrem İMAMOĞLU da bu çerçevede denetlenecekti. Sanırım arkadaş bu açıklamaya kızdı! “Hayırdır sen” mi dedi, yoksa siyaseten daha nazik bir üslupla mı itiraz etti/ tüm başkanlarla birlikte mi itiraz ettiler bilinmez ama ortada birilerinin etkisi olduğu çok açık. Eğer bunu CHP başarabilseydi; Sadece karne yazmakla kalmayacak, belediye üst yönetimleriyle birlikte İL- İLÇE- BELDE teşkilatlarını da uyarmış olacaktı. Bugüne kadar göz ardı edilen Sayıştay raporları, Vesayet denetimi yapan bakanlık müfettişlerinin raporları ve İç denetim ile Belediye meclisi denetim komisyonu raporları daha anlamlı/ kapsamlı hale gelecekti. “Dostlar alışverişte görsün veya körler sağırlar birbirini ağırlar” türü suya sabuna dokunmayan rapor yazma dönemi sona erecek, görevini yapan ve yapmayanlar ortaya çıkacak, sıkça ve sistematik olarak tekrarlanan hatalar giderilecekti. Kitap- mevzuat okuma alışkanlığı yerleşecek ve “ustamdan böyle gördüm yönetmeliği!!” rafa kalmış olacaktı. Ben de bu linkteki yazımı yazmak zorunda kalmayacak ve belki sayın Mansur YAVAŞ’ın dediği gibi her başkan ve belediye üst yönetimi, kendi görevlerine odaklanarak bugün yaşanan “yolsuzluk” soruşturmaları başlatılmayacaktı. https://abaybarsgogez.net/ibbde-suc-varsa-sayistay-gorevini-yapip-niye-uyarmadi/ Eğitilen İL- İLÇE- BELDE teşkilatları da hızını alamayıp, öğrendikleri bilanço okur- yazarlığı ile mevzuat bilgileri çerçevesinde, bulundukları beldelerdeki muhalefet belediyelerinin faaliyetlerini, neredeyse her muhalefet belediyesinde mevcut olan Meclis üyeleriyle birlikte didik- didik edecekti. Elde ettikleri hata- yanlış- suiistimal- rüşvet- kamu zararı kayıplarını kolayca tespit edecek ve genel merkezle paylaşarak, Yerel yönetimler politikası yeniden şekillenecekti. Hatta iktidar, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk ve ihale usulsüzlüğü iddiasında bulunduğunda, Salı konuşmasında 1-2 örnek vermek yerine, AK PARTİ belediyelerinde tespit ettikleri usulsüzlükleri klasörler halinde masaya koymuş olacaktı. Sayın Çalışma bakanı Vedat IŞIKHAN, sayın Cumhurbaşkanının “silkele” talimatından sonra yaptığı açıklamada en borçlu belediyeler CHP’li, en borçsuz Konya BB’ne teşekkür ederim” dedikten sonra CHP yönetimi suskun kalmayarak itiraz edecek, liste halinde kendi belediyeleri ile AK PARTİ belediyelerinin borçlarını yine masaya koyacak ve benim de linkteki yazıyı yazmama gerek kalmayacaktı! https://www.ozgurifade.com.tr/konya-buyuksehir-belediyesi-en-borcsuz-chpli-belediyeler-borclu-mu-3551-haberi Sayın ÖZEL’in inanıyorum ki başlattığı “yumuşama ve diyalog” çabalarının altında, batılı demokrasilerde olduğu gibi siyasi bir atmosfer yaratmak vardı. Çekişmelerden bıkmış birçok aydın ve partili de bu düşünceyle alkışladı. Zaman içinde, Yerel seçimden birinci parti olarak çıkarak, muhalefete iktidar adayı ve en güçlü parti olarak yaklaşan yeni CHP yönetimi, kendisine verilen oyların bir kısmının tepki oyları olduğunu önemsemedi. Sanki çok iyi belediyecilik yaptığı için ilgi gösterildiğini düşünerek çıktığı bu yolda, zaman içinde iktidarın çok stratejik ve hazırlıklı çalışmaları sonrası elde ettiği istihbarat ve dış denetim sonuçları üzerinden yürüyerek en güçlü olduğu noktadan karşı hamle gelmesini beklemiyordu. Hiçbir hazırlığı olmayınca karşı koyamadı ve tüm girişim ve sorgulamaların “siyasi” olduğu iddiasıyla karşı savunmaya geçti. Nerede hata yapılmıştı? Cevap; Düzenli ordular, gayri nizami savaşta başarılı olamaz. Ancak iddialar karşısında toplum ve CHP tabanının aklı karışmıştı. İşte tam da bu anda meydanlara yöneldi. Maya tutmuştu. Üniversiteli gençlik başta olmak üzere halk “Gezi parkı ruhu” içinde meydanları dolduruyor, iktidarın keyfi davranışlarını, tutuklama ve soruşturmaların siyaseti hizaya sokarak muhalefeti sindirmek ve rakipleri saf dışı etmeye yönelik kararlar olduğu gerekçesiyle (tutuklu ve hükümlü olarak 3 cumhurbaşkanı aday adayı hapse atılmıştı) protesto eylemleri yurt genelinde yayılıyordu. CHP bu arada sayın İMAMOĞLU’nun cumhurbaşkanı adaylığı için 23 Mart 2025’de bir seçim yapmış ve 15 milyona yakın kişinin oy kullanmasıyla moral kazanmıştı. İBB’ye kayyım atanmaması, İBB meclisinde başkan vekili seçilmesi ve 6 Nisan’da CHP olağanüstü kurultay kararıyla rahatlayan sayın ÖZEL, 19 Mart itibarıyla geçici olarak yerleştiği İBB’deki odasını boşalmıştı. Beklenti, halkın “bedel ödemeyi göze alarak” gösterilere devam edip iktidarı sıkıştıracağı yönünde miydi! Karşısında usta bir politikacı vardı. Olaylarda 2 bin civarı gözaltı ve 200 civarı tutuklama yapılmıştı. Hiçbir yönetici ve iktidar bundan mutlu olamazdı. Sayın cumhurbaşkanı ustaca bir hamle ile olayların ateşini söndürmek ve halkın tepkisini dindirmek için bayram tatilini kamu çalışanları için ilk kez 3 mesai günü uzatarak 9 güne çıkardı. Öyle ya bayramda küslük olmazdı.! Bakıp göreceğiz. İlle de bayram süresince mitingleri devam ettirme gayreti olacak mı? Yoksa bayramdan sonra yumuşayan ortam nedeniyle eski yaşantımıza mı döneceğiz? CHP yönetimi, eline geçen direniş fırsatını!! sürdürebilecek ve iktidarı yıpratarak, erken seçim tarihini almayı başarabilecek mi? Tekrar başlığa ve ilk bölümlerdeki açıklamalarıma dönersek. İlk düğme yanlış iliklendiğinde, sonrası da yanlış ilikleniyor. CHP, aldığı kurultay kararıyla kendi içinde fabrika ayarlarına dönerek, partilileri ile halkın umudu olmak ve iktidardan şikâyetçi olanlara güven vermek istiyorsa, bu krizi fırsata çevirebilir. Bunun tek şartı; Mevcut yönetimin, sayın İmamoğlu ısrarını bir kenara bırakarak, konforu ve şahsi beklentilerinden vazgeçerek, ülkenin çıkarları için linkteki yazımda yaptığım bir lider tarifiyle yola devam etme kararı alabilmesidir. https://abaybarsgogez.net/krizi-firsata-cevirmek/ “ÖNERİM; Bu kongrede CHP’yi fabrika ayarlarına DÖNÜŞTÜRECEK, Atatürk ilkelerine bağlı, bugüne kadar olduğu gibi seçmenlerini Atatürk ile aldatmayacak, stratejik düşünceyi içselleştirmiş, tutarlı ve dengeli öngörüleri olan, liderlik özellikleri gelişmiş, ülkesine sevdalı, geçmişi temiz, kirli siyasetten uzak kalabilmiş, gelişime açık, organizasyon yönetiminde deneyimli, uluslararası gelişmeleri izleyip, üretimin dinamizmine inanan ve büyüme değil sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik kalkınmayı esas alan projeli yaşam kültürüne inanarak planlamayı ilke edinmiş bir maestro CHP GENEL BAŞKANI ve aynı düşüncelere sahip kadrolar seçilsin.” CHP bunu başarabilirse, sanırım sayın cumhurbaşkanı da özlemini duyduğu nitelikli bir ana muhalefet partisine kavuşmuş olur! Ayrıca Yerel yönetimler konusunda yazdığım NASIL BELEDİYECİLİK yazımda önerdiğim konularda önlemler alınırsa, bu günlerde yaşanan operasyonların da önü kesilmiş olur. https://abaybarsgogez.net/nasil-belediyecilik/ Aksi halde surları yıkıncaya kadar, siyaseten yerel yönetimler konusunda yapılan yanlışlıkları ve önerilerimizi, duvara karşı yazmaya devam edeceğiz. Başlığımız neydi!! DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ GÖZE ALAMAYANLAR, HALKA BEDEL ÖDETMEMELİ   Bilgi paylaşınca güzel
Ekleme Tarihi: 27 Mart 2025 - Perşembe
A.Baybars Göğez

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ GÖZE ALAMAYANLAR, HALKA BEDEL ÖDETMEMELİ

Genel başkan seçildikten sonra yumuşama diyerek iktidarla sıcak ilişkiler kurmakla işe başlayan CHP genel başkanı sayın ÖZEL, “partide değişim ve dönüşüm başlatacağız, öncelikle yeni kazandığımız belediyelerden başlayarak belediyelerimize altı aylık ve bir yıllık karne yazacağız, bu nedenle sayın Yılmaz BÜYÜKERŞEN başkanlığında bir heyet/ komisyon kurup çalışmalara başlıyoruz” anlamında açıklama yaptıktan sonra tüm partililer alkışladı. Özellikle de Yerel yönetimler konusunda araştırmalar yaparak içerik üretmeye çalışan, yeterince ŞEFFAFLIK ve HESAP VEREBİLİRLİK olmadığı için bilgiye ulaşmakta kılı kırk yaran ve 30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KARNESİ kitabını yazan bir kişi olarak en çok da ben, karne konusunu alkışladım. Öyle ya, koskoca genel başkan yalan mı söyleyecekti!

Aradan tam bir yıl geçti, bu sözün tutulduğunu gören- duyan olmadı. Sayın BÜYÜKERŞEN’e de bir muhabir sorduğunda, kendisine böyle bir talep gelmediğini ve arayan- soran olmadığını söyledi. Yani küskün!!

Tabii ki çeşitli değerlendirmeler yapılsa da, adeta gizli genel başkan olduğu söylenen İBB başkanı sayın Ekrem İMAMOĞLU da bu çerçevede denetlenecekti. Sanırım arkadaş bu açıklamaya kızdı! “Hayırdır sen” mi dedi, yoksa siyaseten daha nazik bir üslupla mı itiraz etti/ tüm başkanlarla birlikte mi itiraz ettiler bilinmez ama ortada birilerinin etkisi olduğu çok açık.

  • Eğer bunu CHP başarabilseydi;
  • Sadece karne yazmakla kalmayacak, belediye üst yönetimleriyle birlikte İL- İLÇE- BELDE teşkilatlarını da uyarmış olacaktı.
  • Bugüne kadar göz ardı edilen Sayıştay raporları, Vesayet denetimi yapan bakanlık müfettişlerinin raporları ve İç denetim ile Belediye meclisi denetim komisyonu raporları daha anlamlı/ kapsamlı hale gelecekti.
  • “Dostlar alışverişte görsün veya körler sağırlar birbirini ağırlar” türü suya sabuna dokunmayan rapor yazma dönemi sona erecek, görevini yapan ve yapmayanlar ortaya çıkacak, sıkça ve sistematik olarak tekrarlanan hatalar giderilecekti.
  • Kitap- mevzuat okuma alışkanlığı yerleşecek ve “ustamdan böyle gördüm yönetmeliği!!” rafa kalmış olacaktı.
  • Ben de bu linkteki yazımı yazmak zorunda kalmayacak ve belki sayın Mansur YAVAŞ’ın dediği gibi her başkan ve belediye üst yönetimi, kendi görevlerine odaklanarak bugün yaşanan “yolsuzluk” soruşturmaları başlatılmayacaktı. https://abaybarsgogez.net/ibbde-suc-varsa-sayistay-gorevini-yapip-niye-uyarmadi/
  • Eğitilen İL- İLÇE- BELDE teşkilatları da hızını alamayıp, öğrendikleri bilanço okur- yazarlığı ile mevzuat bilgileri çerçevesinde, bulundukları beldelerdeki muhalefet belediyelerinin faaliyetlerini, neredeyse her muhalefet belediyesinde mevcut olan Meclis üyeleriyle birlikte didik- didik edecekti.
  • Elde ettikleri hata- yanlış- suiistimal- rüşvet- kamu zararı kayıplarını kolayca tespit edecek ve genel merkezle paylaşarak, Yerel yönetimler politikası yeniden şekillenecekti.
  • Hatta iktidar, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk ve ihale usulsüzlüğü iddiasında bulunduğunda, Salı konuşmasında 1-2 örnek vermek yerine, AK PARTİ belediyelerinde tespit ettikleri usulsüzlükleri klasörler halinde masaya koymuş olacaktı.
  • Sayın Çalışma bakanı Vedat IŞIKHAN, sayın Cumhurbaşkanının “silkele” talimatından sonra yaptığı açıklamada en borçlu belediyeler CHP’li, en borçsuz Konya BB’ne teşekkür ederim” dedikten sonra CHP yönetimi suskun kalmayarak itiraz edecek, liste halinde kendi belediyeleri ile AK PARTİ belediyelerinin borçlarını yine masaya koyacak ve benim de linkteki yazıyı yazmama gerek kalmayacaktı! https://www.ozgurifade.com.tr/konya-buyuksehir-belediyesi-en-borcsuz-chpli-belediyeler-borclu-mu-3551-haberi

Sayın ÖZEL’in inanıyorum ki başlattığı “yumuşama ve diyalog” çabalarının altında, batılı demokrasilerde olduğu gibi siyasi bir atmosfer yaratmak vardı. Çekişmelerden bıkmış birçok aydın ve partili de bu düşünceyle alkışladı. Zaman içinde, Yerel seçimden birinci parti olarak çıkarak, muhalefete iktidar adayı ve en güçlü parti olarak yaklaşan yeni CHP yönetimi, kendisine verilen oyların bir kısmının tepki oyları olduğunu önemsemedi. Sanki çok iyi belediyecilik yaptığı için ilgi gösterildiğini düşünerek çıktığı bu yolda, zaman içinde iktidarın çok stratejik ve hazırlıklı çalışmaları sonrası elde ettiği istihbarat ve dış denetim sonuçları üzerinden yürüyerek en güçlü olduğu noktadan karşı hamle gelmesini beklemiyordu. Hiçbir hazırlığı olmayınca karşı koyamadı ve tüm girişim ve sorgulamaların “siyasi” olduğu iddiasıyla karşı savunmaya geçti. Nerede hata yapılmıştı? Cevap;

Düzenli ordular, gayri nizami savaşta başarılı olamaz.

Ancak iddialar karşısında toplum ve CHP tabanının aklı karışmıştı. İşte tam da bu anda meydanlara yöneldi. Maya tutmuştu. Üniversiteli gençlik başta olmak üzere halk “Gezi parkı ruhu” içinde meydanları dolduruyor, iktidarın keyfi davranışlarını, tutuklama ve soruşturmaların siyaseti hizaya sokarak muhalefeti sindirmek ve rakipleri saf dışı etmeye yönelik kararlar olduğu gerekçesiyle (tutuklu ve hükümlü olarak 3 cumhurbaşkanı aday adayı hapse atılmıştı) protesto eylemleri yurt genelinde yayılıyordu.

CHP bu arada sayın İMAMOĞLU’nun cumhurbaşkanı adaylığı için 23 Mart 2025’de bir seçim yapmış ve 15 milyona yakın kişinin oy kullanmasıyla moral kazanmıştı.

İBB’ye kayyım atanmaması, İBB meclisinde başkan vekili seçilmesi ve 6 Nisan’da CHP olağanüstü kurultay kararıyla rahatlayan sayın ÖZEL, 19 Mart itibarıyla geçici olarak yerleştiği İBB’deki odasını boşalmıştı. Beklenti, halkın “bedel ödemeyi göze alarak” gösterilere devam edip iktidarı sıkıştıracağı yönünde miydi!

Karşısında usta bir politikacı vardı. Olaylarda 2 bin civarı gözaltı ve 200 civarı tutuklama yapılmıştı. Hiçbir yönetici ve iktidar bundan mutlu olamazdı. Sayın cumhurbaşkanı ustaca bir hamle ile olayların ateşini söndürmek ve halkın tepkisini dindirmek için bayram tatilini kamu çalışanları için ilk kez 3 mesai günü uzatarak 9 güne çıkardı. Öyle ya bayramda küslük olmazdı.!

Bakıp göreceğiz. İlle de bayram süresince mitingleri devam ettirme gayreti olacak mı? Yoksa bayramdan sonra yumuşayan ortam nedeniyle eski yaşantımıza mı döneceğiz? CHP yönetimi, eline geçen direniş fırsatını!! sürdürebilecek ve iktidarı yıpratarak, erken seçim tarihini almayı başarabilecek mi?

Tekrar başlığa ve ilk bölümlerdeki açıklamalarıma dönersek.

İlk düğme yanlış iliklendiğinde, sonrası da yanlış ilikleniyor. CHP, aldığı kurultay kararıyla kendi içinde fabrika ayarlarına dönerek, partilileri ile halkın umudu olmak ve iktidardan şikâyetçi olanlara güven vermek istiyorsa, bu krizi fırsata çevirebilir. Bunun tek şartı; Mevcut yönetimin, sayın İmamoğlu ısrarını bir kenara bırakarak, konforu ve şahsi beklentilerinden vazgeçerek, ülkenin çıkarları için linkteki yazımda yaptığım bir lider tarifiyle yola devam etme kararı alabilmesidir. https://abaybarsgogez.net/krizi-firsata-cevirmek/

“ÖNERİM; Bu kongrede CHP’yi fabrika ayarlarına DÖNÜŞTÜRECEK, Atatürk ilkelerine bağlı, bugüne kadar olduğu gibi seçmenlerini Atatürk ile aldatmayacak, stratejik düşünceyi içselleştirmiş, tutarlı ve dengeli öngörüleri olan, liderlik özellikleri gelişmiş, ülkesine sevdalı, geçmişi temiz, kirli siyasetten uzak kalabilmiş, gelişime açık, organizasyon yönetiminde deneyimli, uluslararası gelişmeleri izleyip, üretimin dinamizmine inanan ve büyüme değil sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik kalkınmayı esas alan projeli yaşam kültürüne inanarak planlamayı ilke edinmiş bir maestro CHP GENEL BAŞKANI ve aynı düşüncelere sahip kadrolar seçilsin.”

CHP bunu başarabilirse, sanırım sayın cumhurbaşkanı da özlemini duyduğu nitelikli bir ana muhalefet partisine kavuşmuş olur!

Ayrıca Yerel yönetimler konusunda yazdığım NASIL BELEDİYECİLİK yazımda önerdiğim konularda önlemler alınırsa, bu günlerde yaşanan operasyonların da önü kesilmiş olur. https://abaybarsgogez.net/nasil-belediyecilik/

Aksi halde surları yıkıncaya kadar, siyaseten yerel yönetimler konusunda yapılan yanlışlıkları ve önerilerimizi, duvara karşı yazmaya devam edeceğiz.

Başlığımız neydi!!

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ GÖZE ALAMAYANLAR, HALKA BEDEL ÖDETMEMELİ

 
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

14
Ağustos
26
Nisan