Plasebo Etkisi inanadıklarınızın ve düşüncelerimizin aslında ne kadar da güçlü bir etkiye sahip olduğunu hatırlatıyor.
İkinci Dünya Savaşın’da yaşanan dramlar ve kayıpları ancak tarihin yazdığı kadar biliyoruz. Kaybedilen topraklar, dağılan ülkeler, kazanılan zaferler…
Bir tarafın şanlı zafer olarak andığı savaş diğer taraf için gerçek bir yıkım. İki taraf için ortak tek bir nokta var: savaşan askerler. Tıbbi malzemelerin yetersizliği göz önünde bulundurunca ölenler ve yaşayanlar şanslı sayılan kesimde diyebiliriz.
Peki ya yaralı olanlar?
İyileşmeyi ve yaşamayı ümitle bekleyen yüzlerce yaralı askerinin içinde Dr. Henry Beecher’in morfini bitmişti. Gerçekten yaşama ihtimali olan hayatlar bile sırf bu yüzden tüm şansını yitirebilirdi. Doktor, hastalarına durumu açıklayarak onları ölüme terk etmek yerine bir çıkış yolunu denemeye karar verdi.
İçinde sadece su ve tuz olan bir karışım hazırladı. Karışımı yaralılara uygularken de bu tedavinin iyileştirici bir etkisi olacağına dair motive edici konuşlar yaptı, onları cesaretlendirdi.
Sonuçta karışım, uygulanan askerlerin %35’inde iyileştirici bir etki yarattı. Literatürde plasebo etkisi olarak isimlendirilen bu durum üzerinde araştırmalar senelerce devam etti.
Plasebo etkisinin insanda olumlu düşünmekten daha öte bir etkisi var. Ancak etki hastalığı ortadan kaldırmak için yeterli bir yol değil. Sadece var olan acı, ağrı gibi bulguları dindirmeye ya da hafifletmeye yönelik. Peki ilaç takviyesi olmadan ağrının hafiflemesi nasıl mümkün oluyor? Bu sorunun cevabı ise ‘beklenti’.
Plasebo etkisi insanlarda, aldıkları ilacın kendilerine iyi geleceğine dair bir beklenti oluşturuyor. Bu beklentinin karşılanabilmesi için beynin ödül sistemi devreye giriyor. Sonuçta insanlar kendilerini çok daha iyi hissediyorlar. Yani etkinin ortaya çıkmasındaki baş rolü verilen sahte ilaç değil ilaçla oluşturulan beklenti oynuyor.
Plasebo etkisi, günümüzde ilaç sektöründe sıkça kullanılır. Piyasaya sürülecek için ilaçların etkililiğini denerken gerçek ilaç ve sahte ilaç verilerek test edilir. Eğer arada anlamlı bir fark oluşuyorsa ilacın gerçekten etkili olduğu kabul edilir ve piyasaya sürülmesine izin verilir.
Ayrıca etkiyle ilgili araştırmalar ve deneyler devam etmektedir. Bahsedeceğimiz araştırma, çağımızın çok büyük bir sorunu olan stresle ilgi. Stresin sorunlarla başa çıkmak adına itici bir güç sağladığı ancak uzun soluklu ya da aşırı stresin hem psikolojik hem de fizyolojik bir çok olumsuz etkisi olduğu kabul gören bir gerçek.
Yapılan çalışma, stresle ilgili var olan inancın değişmesinin stresle başa çıkmayı kolaylaştırdığını ortaya koydu. Yani stresle ilgili inancın olumlu yönde değişmesi, stresin birey üzerindeki olumsuz etkisini büyük ölçüde azaltıcı etki yaratıyor.
İnanç, düşünce ve beklentilerinizin deneyim ve motivasyonunuz üzerinde güçlü bir etki yarattığını unutmayın. Belki hayatınızdaki bazı olumsuzlukların kaynağı o durum hakkındaki sahip inancınız olabilir.
İyi düşünün, iyi olsun!
Kaynak: Parafesör.
]]>