Mehmet Ural
Köşe Yazarı
Mehmet Ural
 

T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı NESLİ En özel nesil

Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan, 32 sayfadan oluşan, içerisinde askerlik yoklaması ve askerlik hizmetiyle ilgili bölümler, yer değiştirme ve medeni halindeki değişikliklerinde bulunduğu nüfus cüzdanları ile ilk okula kaydolmuş olanlarız. Sonrasında 1976 yılında yürürlüğe giren tek yapraklı cüzdanla beraber bu cüzdana sahip olamamış olsak ta 1991 yılına kadar kullanımda kaldığı için ilk okuldan bu cüzdanları görerek mezun olan çok özel bir kuşağız. 1966 ve 1981 arası doğan nesiliz. . Bir yanımız, ilklerimiz 68 kuşağına, bir yanımız sonlarımız bu çağın teknoloji kuşağına dayanıyor. Öyle bir ilkokul çocukluğunu yaşadık ki! Burada yaşananların hepsini tam olarak yaşımıza uygun kullanmış, tüketmiş ve hayatımızda yer etmiş anılarını yaşıyoruz. . Daha neler var bizlerin o çağlarında, en büyük değişimi görenler ve bu güne adapte olabilenleriz bizler. Bir kısmımız elektriksiz evlerde doğmuş, bir kısmımız televizyon ile doğmuş bir arada yaşayanlarız. . Hiç fotokopi kullanmadan bütün ödev sorularını bile elle yazanlardan başlayan, bütün soruları fotokopi olarak hazır gelenleri de kapsayan bir nesiliz biz. . Bir kısmımız hiç bir tercih sınavına girmeden liseyi bitirebilmiş, dershane nedir bilmeden Üniversiteyi kazanmış, bir kısmımız Anadolu lisesi, fen lisesi, özel okul ve dershaneler arasında eğitim koşturmacası yaşamış bir nesiliz. . Okuldan bahsetmişken kültürel alışkanlıları da unutmayalım. Bu neslin ilk temsilcileri içinde "Okunmamış gazete yeni gazetedir." düşüncesi hayli önemliydi, hatta bu neslin içinde ard arda gerek okulda gerek günlük hayatta en azından bir dönem düzenli günlük gazete okumayan yoktur. Hatta arda arda cevabı yarın verilecek bulmacaları yarına bırakmadan çözmeyen kalmamıştır muhtemelen. Fakat son temsilci kısmında ise neredeyse günlük gazete okuyan yok gibidir. İlgin olan ise buna rağmen hayli bilgililer ve teknoloji ile bunu elde edebilen ilk nesildir. . İlk üyelerimizin ilk kullandıkları bilgisayar MS-DOS olup, son temsilcileri bunu hiç görmemiştir. . Öyle bir nesiliz ki ilk doğan üyeleri iki darbe bir savaş (Kıbrıs) yaşamış, son üyeleri bunları sadece tarih kitaplarında okumuş bir nesiliz. . Hiç piyasada neredeyse hiç olmadığı için hazır mama ile beslenmemiş olan ilklerimiz ile bu gün dahi var olanların hepsinden birini mama olarak tercih etmiş bir nesiliz bizler. . Sadece yerli malı ürünleri kullanan, tek renkli kalemi tükürükle yazan kırmızı kalem kullanmış olan, küçülen kurşun kalemlerin son anda imdada yetişircesine piyasaya çıkan sarı renk gövdeli adel tükenmezlerinin kapağı ile sonuna kadar kullanma ayrıcalığını bulmuş olan bir ilkler ile, ara nesli kalemtıraş ile kalem açmaya son veren yumurtlayan kalem dediğimiz kalemlerle tanışan bir geçiş ile son temsilcileri ilkokula sahteleri bile revaçta olan rotrign 0,5 uçlu değişebilir kalemlerle başlayan bir iki uç içindeki nesiliz. Silgileri de unutmayalım. İlk üyelerinin hepsi aynı model silgi kullanan, ya kaybolmasın ya da karışmasın diye ortasında geçirilen iple silgileri ilk kolyeleri olanlardan başlayıp, günümüzde var olan her türlü kokulu, renkli, sert-yumuşak alternatifler arasından birkaçına birden sahip olan ilk ve son uç üyelerinin temsilcileriyiz. . Ya o yazdığımız defterler, sarı saman kağıdı olanları sertliğe silinmeye dayanıklı olduğunda matematik için tercih edilen, yıl sonu bütün yazılanları silinip gelecek yıl tekrar kullanmaya hazırlayan bir ilkler ile başlayıp, ilklerin hiç sahip olarak başlayamadığı kareli defter, çok ortalı defterlerin çok ilerisinde her ders için hazır defter sahini olan sonların uçlarıyız. . İlklerimiz hiç servis kullanmadı ve çoğunluğumuz öğlen arsında evlere yemek için gelmiş hiç kantin görmemiş bir ilköğretim tarzında yaşadı, sonlarındakiler ise hem servis, hem kantin ile yaşamış ve öğlenleri okulda kalmış bir şekilde yaşadıkları ilköğretim çağının temsilcisidir. . Hiç tavalet kağıdı kullanmadan iki üç yaşına gelen ilkelerimiz ile başlayan, fakat tuvalet kağıdı kullandığı halde hiç bebek bezi kullanmamış ortak bir özelliği olan bir garip nesiliz. Tuvalet kağıdı 1970, Bebek bezi 1986. İşte böylesi bir tarihte yaşadık ortakça biz. . İlklerimiz karne ile alışverişi bilenlerden, sonlarımız ise serbest piyasa ekonomisinden alışveriş yapabilmiş kişilerdir. Fakat şunu hatırlatmakta fayda var. Karne alışverişi yokluktan değil kaynakların ambargo nedeniyle israfının önlenmesini sağlamak amacıyla kontrolde olmasından var olduğunu biliriz. Hiç bir ürün için eksiklik yaşamadık. Bazen dağıtım nedeniyle gecikmeler olmuştur o kadar. Sonlarımı ise korner shopları ve marka satış mağaza şubelerin görmüştür. . Bu arada ortak yaşadıklarımız içinde videoda olmayanlara da değinmek lazım. Mesela mekap bot-ayakkabı ile hepimiz tanıştık. Tayger ile hepimiz spor yaptık. Ve hepimiz siyah çizmeyi yağmura karşı en sağlıklı koruyucu olarak kulandık. . Çok sosyaldik mesela ilkimiz veya son temsilcimiz far etmez. Herhangi bir arkadaşımızın evinde rahatlıkla acıktığımız için yemek ister ve yerdik. Oyun için gittiğimiz yerde yaşayanlar bilirdi bizleri veya en azından ailemizin kim olduğunu. Öyle haşarılık yapmak ta kolay değildi o nedenle fakat gerçekten güvenli bir özgürlük içinde her istediğimiz yere giderdik desek haksız sayılmayız. Bilirdik ki kaybolmayız, aç kalmayız, zarar görmeyiz. . İşte böyle iki ucu aynı hayatı yaşayan ve bu iki ucu bambaşka nesil ve hatta kuşağı temsil eden bir sınırımız var bizlerin. . Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış son nesiliz. Atatürk'ün kullandığı ile aynı olması sadece yapısal benzerlik değil ayrıca içimizde, okulumuzda, hayatımızda, siyasi görüşü, etnik kökeni, ekonomik durumu ne olursa olsun ATATÜRK'ün herkesçe sevildiği, laf edilmediği, onun büyüklüğünü ve eserlerin eğitim sistemi sayesinde en iyi öğrenebilmeyi başaran bir nesli temsil ediyoruz. . İlginç bir özelliğimiz de Komşu ülkemiz İran'da şahın devrildiğin ertesi gün haberlerden (belki) öğrenen bir ilk nesil ile İran Irak savaşını TV den naklen takip eden bir son nesil var içimizde. . Ülke yönetiminin de "Ayan meclisi" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan bir meclisinin bir devamı olan 1961-1980 yılları arasında çift meclisli sistemde "Cumhuriyet Senatosu" ya da eskiden yaygın bir şekilde kullanılan adıyla "Okumuşlar Meclisi" sistem yürürlükteyken TBMM'nin üst kanadını gerçekten DİPLOMALI ve LİYAKAT sahibi olanlarca oluşturan yasama organı olarak, lt kanadı ise Millet Meclisi olarak halkın içinden gelen birey vatandaşların temsilini bilen ilk temsilcilerimiz ile 1980 Darbe Hükumetini bile görememiş son temsilcilerinin olduğu bir özel grubuz biz kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış neslin son temsilcileriyiz. . Kafa kağıdımız vardı bizim bilirdik kim olduğumuzu kimliğimiz işte bu nedenle farklıdır belki sonrakilerden. Rivayet olunur ki. 1863'te çıkan ilk nüfus cüzdanları biraz ağırmış ve bu yüzden şapkanın/fesin altında taşınırmış, hatta fesin içine dikildiği de olurmuş. Bu yüzden "kafa kağıdı" olarak anılmaya başlamış. Derler çünkü. Kimliksiz yakalanmamak ve kaybetmemek yıpratmamak önemliydi çünkü. . En büyük bilim kurgumuz 6 milyon dolarlık biyonik adam ile başlayan bu neslin temsilcileri aynı yaşlardayken Matrix filminin üçlemesini izleyen son temsilcileri arasında bir birliktelik yaşamıştır. . Bizler ilk kişisel kazancımız (bayram harçlıkları) ile sadece bankada kumbara hesabı açabilen bir başlangıç nesli ve ile ilk harcamasını kredi kartı ile yapabilen, ATM lerden para çekebilen son nesil arasındakileriz. . Hele ki teknoloji konusunda bambaşka bir kucaklaşmamız vardır. İlk temsilcilerimiz sadece siyah beyaz fotoğraf çekilmiştir çocukluğunda ve Siyah beyaz fotoğraf çeken makine ile renkli fotoğraf çeken makinenin farklı olduğunu zanneden (farkın sadece makine içine koyulan negatiften kaynaklandığını bilmeyen) bir nesil ile başlayıp dijital fotoğraf makinesi ile çocukluk fotoğrafı çekilen ve bu makineleri kullanan bir son nesil arasındayız. . Gramofon belki fakat henüz teyp, wolkman, video kayıt ile ilgili bir hayatı sadece duyumsayan çoğunluk olup, telefon ile ALO bile diyemeden belki de ilkokula gidenler ile, internette istediğini yapan, cep telefonunu ile yılan oyunu oynayan ve bu günü de çocukluğunda görebilecek bir son nesil arasında yaşayanlarız. . Hep teknolojiden bahsetmiyoruz tabi ki, Bir iğne ile "ısıtılıp dezenfekte edilen" o meşhur iğne ile bütün okulun hatta mahalle veya köyün aşılandığı sağlıklı hayattan, tek kullanımlık iğneye giden bir süreç bizimkisi. . Yemek pişirmek için 1973 te ilk kez kullanıma başlayan tüp gaz öncesinde başlar bizim bir ucumuz, bir ucumuz da kaloriferli evlerde dünyaya gözlerini açtı. . İlk temsilcilerimiz dünyaya geldiğinde Aya henüz gidilmemişti, son temsilcilerimiz doğduğunda ise Hubble Uzay Teleskobu, 24 Nisan 1990'da başlayan STS-31 Görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından 560 km yükseklikteki Dünya etrafındaki yörüngesine yerleştirilmişti bile. . İlk temsilcilerimiz evlerin eşten dostan veya birikimlerinden, eksik kalırsa da senetli senetsiz sözlü borçlar almaya başlamış olan nesilden, son temsilcilerimizin evlerini konut kredisi ile almaya başladığı hatta neredeyse başka imkanlarının olmadığı bir son nesil arasındayız bizler. . Doğu bloğu ile batı bloğu arasında yapılışını ucu ucuna kaçırmış fakat yıkılışını görmüş nesil ile başlayıp, SSCB'nin yıkılışına tanık olabilecek bir nesil ile son bulanlarız. . Durun bakın ne geldi aklıma Bir dilimiz vardı ki. Ne kadar yetenekli olduğunu şimdi size anlatayım bizim dönemin. Okuyun bakalım "trypanosoma gambiyetsizler" Evet gırgır dergisi ile başlayıp Leman ile devam eden Timsah karkaterinin birebir tanımıdır bizim için bu. Biyologlara göre Protozoa aleminin bir tek hücrelisinin adı olsa da bizim kuşak için anlamı başkadır. Her birimizin kendi karakterini bulduğu ve bir arkadaşına uygun olanı da bulduğu 1972 de yayına başlayan GırGır ilk doğanlarımızın ilk okuduğu dergisi, ve 2017 de kapanıp son dostlarımızın da gençliğine kadar eşlik etmiş bir müşterek mizah kültürüdür akılda kalan Kafa kağıdı ortaklığı gibi. İşte böyle özeliz biz. . EVET o kadar çok ayrı dünyaların temsilcileriyiz ki ve aynı zamanda birbirimizden hiç farkı olamayan bir yaşanmışlık ortaklığını paylaşan nesiliz. Belki boş arsalarda son mahalle maçları yapanlar bizleriz. Son bez bebekle oynayanlar, Son kendi oyuncağını yapanlar, Son gömlek yakası tersine çevrilenler bizleriz. . Bizler bu kadar ayrı dünyaların insanı olarak bu kadar iç içe geçmiş ve birlikte yaşayabilmiş olanlarız. Abilerimiz, ablalarımız ile başlayan ve en son muhtemel yaş farkı ile küçük kardeşlerimiz ile son bulan 20 Yıllık bir dönemde belki de önceki 120 yıllık dönem arasındaki yaşanmışlık farkında daha fazlasını bir arada yaşayanlarız. İlk nesil olarak doğanların çocukları son nesil olarak doğanların yaşadığı bu dönemin belki de gelecekte bir daha böylesine bir farkı ortak neslin yaşayamayacağı bir nesiliz biz. . BİZLER Evet bizler.... Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış son nesiliz. . Yazan Mehmet Ural #ferrrocan   İstanbul’un Siyasi Gazetesi]]>
Ekleme Tarihi: 22 Aralık 2021 - Çarşamba
Mehmet Ural

T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı NESLİ En özel nesil

Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan, 32 sayfadan oluşan, içerisinde askerlik yoklaması ve askerlik hizmetiyle ilgili bölümler, yer değiştirme ve medeni halindeki değişikliklerinde bulunduğu nüfus cüzdanları ile ilk okula kaydolmuş olanlarız. Sonrasında 1976 yılında yürürlüğe giren tek yapraklı cüzdanla beraber bu cüzdana sahip olamamış olsak ta 1991 yılına kadar kullanımda kaldığı için ilk okuldan bu cüzdanları görerek mezun olan çok özel bir kuşağız. 1966 ve 1981 arası doğan nesiliz. . Bir yanımız, ilklerimiz 68 kuşağına, bir yanımız sonlarımız bu çağın teknoloji kuşağına dayanıyor. Öyle bir ilkokul çocukluğunu yaşadık ki! Burada yaşananların hepsini tam olarak yaşımıza uygun kullanmış, tüketmiş ve hayatımızda yer etmiş anılarını yaşıyoruz. . Daha neler var bizlerin o çağlarında, en büyük değişimi görenler ve bu güne adapte olabilenleriz bizler. Bir kısmımız elektriksiz evlerde doğmuş, bir kısmımız televizyon ile doğmuş bir arada yaşayanlarız. . Hiç fotokopi kullanmadan bütün ödev sorularını bile elle yazanlardan başlayan, bütün soruları fotokopi olarak hazır gelenleri de kapsayan bir nesiliz biz. . Bir kısmımız hiç bir tercih sınavına girmeden liseyi bitirebilmiş, dershane nedir bilmeden Üniversiteyi kazanmış, bir kısmımız Anadolu lisesi, fen lisesi, özel okul ve dershaneler arasında eğitim koşturmacası yaşamış bir nesiliz. . Okuldan bahsetmişken kültürel alışkanlıları da unutmayalım. Bu neslin ilk temsilcileri içinde "Okunmamış gazete yeni gazetedir." düşüncesi hayli önemliydi, hatta bu neslin içinde ard arda gerek okulda gerek günlük hayatta en azından bir dönem düzenli günlük gazete okumayan yoktur. Hatta arda arda cevabı yarın verilecek bulmacaları yarına bırakmadan çözmeyen kalmamıştır muhtemelen. Fakat son temsilci kısmında ise neredeyse günlük gazete okuyan yok gibidir. İlgin olan ise buna rağmen hayli bilgililer ve teknoloji ile bunu elde edebilen ilk nesildir. . İlk üyelerimizin ilk kullandıkları bilgisayar MS-DOS olup, son temsilcileri bunu hiç görmemiştir. . Öyle bir nesiliz ki ilk doğan üyeleri iki darbe bir savaş (Kıbrıs) yaşamış, son üyeleri bunları sadece tarih kitaplarında okumuş bir nesiliz. . Hiç piyasada neredeyse hiç olmadığı için hazır mama ile beslenmemiş olan ilklerimiz ile bu gün dahi var olanların hepsinden birini mama olarak tercih etmiş bir nesiliz bizler. . Sadece yerli malı ürünleri kullanan, tek renkli kalemi tükürükle yazan kırmızı kalem kullanmış olan, küçülen kurşun kalemlerin son anda imdada yetişircesine piyasaya çıkan sarı renk gövdeli adel tükenmezlerinin kapağı ile sonuna kadar kullanma ayrıcalığını bulmuş olan bir ilkler ile, ara nesli kalemtıraş ile kalem açmaya son veren yumurtlayan kalem dediğimiz kalemlerle tanışan bir geçiş ile son temsilcileri ilkokula sahteleri bile revaçta olan rotrign 0,5 uçlu değişebilir kalemlerle başlayan bir iki uç içindeki nesiliz. Silgileri de unutmayalım. İlk üyelerinin hepsi aynı model silgi kullanan, ya kaybolmasın ya da karışmasın diye ortasında geçirilen iple silgileri ilk kolyeleri olanlardan başlayıp, günümüzde var olan her türlü kokulu, renkli, sert-yumuşak alternatifler arasından birkaçına birden sahip olan ilk ve son uç üyelerinin temsilcileriyiz. . Ya o yazdığımız defterler, sarı saman kağıdı olanları sertliğe silinmeye dayanıklı olduğunda matematik için tercih edilen, yıl sonu bütün yazılanları silinip gelecek yıl tekrar kullanmaya hazırlayan bir ilkler ile başlayıp, ilklerin hiç sahip olarak başlayamadığı kareli defter, çok ortalı defterlerin çok ilerisinde her ders için hazır defter sahini olan sonların uçlarıyız. . İlklerimiz hiç servis kullanmadı ve çoğunluğumuz öğlen arsında evlere yemek için gelmiş hiç kantin görmemiş bir ilköğretim tarzında yaşadı, sonlarındakiler ise hem servis, hem kantin ile yaşamış ve öğlenleri okulda kalmış bir şekilde yaşadıkları ilköğretim çağının temsilcisidir. . Hiç tavalet kağıdı kullanmadan iki üç yaşına gelen ilkelerimiz ile başlayan, fakat tuvalet kağıdı kullandığı halde hiç bebek bezi kullanmamış ortak bir özelliği olan bir garip nesiliz. Tuvalet kağıdı 1970, Bebek bezi 1986. İşte böylesi bir tarihte yaşadık ortakça biz. . İlklerimiz karne ile alışverişi bilenlerden, sonlarımız ise serbest piyasa ekonomisinden alışveriş yapabilmiş kişilerdir. Fakat şunu hatırlatmakta fayda var. Karne alışverişi yokluktan değil kaynakların ambargo nedeniyle israfının önlenmesini sağlamak amacıyla kontrolde olmasından var olduğunu biliriz. Hiç bir ürün için eksiklik yaşamadık. Bazen dağıtım nedeniyle gecikmeler olmuştur o kadar. Sonlarımı ise korner shopları ve marka satış mağaza şubelerin görmüştür. . Bu arada ortak yaşadıklarımız içinde videoda olmayanlara da değinmek lazım. Mesela mekap bot-ayakkabı ile hepimiz tanıştık. Tayger ile hepimiz spor yaptık. Ve hepimiz siyah çizmeyi yağmura karşı en sağlıklı koruyucu olarak kulandık. . Çok sosyaldik mesela ilkimiz veya son temsilcimiz far etmez. Herhangi bir arkadaşımızın evinde rahatlıkla acıktığımız için yemek ister ve yerdik. Oyun için gittiğimiz yerde yaşayanlar bilirdi bizleri veya en azından ailemizin kim olduğunu. Öyle haşarılık yapmak ta kolay değildi o nedenle fakat gerçekten güvenli bir özgürlük içinde her istediğimiz yere giderdik desek haksız sayılmayız. Bilirdik ki kaybolmayız, aç kalmayız, zarar görmeyiz. . İşte böyle iki ucu aynı hayatı yaşayan ve bu iki ucu bambaşka nesil ve hatta kuşağı temsil eden bir sınırımız var bizlerin. . Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış son nesiliz. Atatürk'ün kullandığı ile aynı olması sadece yapısal benzerlik değil ayrıca içimizde, okulumuzda, hayatımızda, siyasi görüşü, etnik kökeni, ekonomik durumu ne olursa olsun ATATÜRK'ün herkesçe sevildiği, laf edilmediği, onun büyüklüğünü ve eserlerin eğitim sistemi sayesinde en iyi öğrenebilmeyi başaran bir nesli temsil ediyoruz. . İlginç bir özelliğimiz de Komşu ülkemiz İran'da şahın devrildiğin ertesi gün haberlerden (belki) öğrenen bir ilk nesil ile İran Irak savaşını TV den naklen takip eden bir son nesil var içimizde. . Ülke yönetiminin de "Ayan meclisi" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan bir meclisinin bir devamı olan 1961-1980 yılları arasında çift meclisli sistemde "Cumhuriyet Senatosu" ya da eskiden yaygın bir şekilde kullanılan adıyla "Okumuşlar Meclisi" sistem yürürlükteyken TBMM'nin üst kanadını gerçekten DİPLOMALI ve LİYAKAT sahibi olanlarca oluşturan yasama organı olarak, lt kanadı ise Millet Meclisi olarak halkın içinden gelen birey vatandaşların temsilini bilen ilk temsilcilerimiz ile 1980 Darbe Hükumetini bile görememiş son temsilcilerinin olduğu bir özel grubuz biz kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış neslin son temsilcileriyiz. . Kafa kağıdımız vardı bizim bilirdik kim olduğumuzu kimliğimiz işte bu nedenle farklıdır belki sonrakilerden. Rivayet olunur ki. 1863'te çıkan ilk nüfus cüzdanları biraz ağırmış ve bu yüzden şapkanın/fesin altında taşınırmış, hatta fesin içine dikildiği de olurmuş. Bu yüzden "kafa kağıdı" olarak anılmaya başlamış. Derler çünkü. Kimliksiz yakalanmamak ve kaybetmemek yıpratmamak önemliydi çünkü. . En büyük bilim kurgumuz 6 milyon dolarlık biyonik adam ile başlayan bu neslin temsilcileri aynı yaşlardayken Matrix filminin üçlemesini izleyen son temsilcileri arasında bir birliktelik yaşamıştır. . Bizler ilk kişisel kazancımız (bayram harçlıkları) ile sadece bankada kumbara hesabı açabilen bir başlangıç nesli ve ile ilk harcamasını kredi kartı ile yapabilen, ATM lerden para çekebilen son nesil arasındakileriz. . Hele ki teknoloji konusunda bambaşka bir kucaklaşmamız vardır. İlk temsilcilerimiz sadece siyah beyaz fotoğraf çekilmiştir çocukluğunda ve Siyah beyaz fotoğraf çeken makine ile renkli fotoğraf çeken makinenin farklı olduğunu zanneden (farkın sadece makine içine koyulan negatiften kaynaklandığını bilmeyen) bir nesil ile başlayıp dijital fotoğraf makinesi ile çocukluk fotoğrafı çekilen ve bu makineleri kullanan bir son nesil arasındayız. . Gramofon belki fakat henüz teyp, wolkman, video kayıt ile ilgili bir hayatı sadece duyumsayan çoğunluk olup, telefon ile ALO bile diyemeden belki de ilkokula gidenler ile, internette istediğini yapan, cep telefonunu ile yılan oyunu oynayan ve bu günü de çocukluğunda görebilecek bir son nesil arasında yaşayanlarız. . Hep teknolojiden bahsetmiyoruz tabi ki, Bir iğne ile "ısıtılıp dezenfekte edilen" o meşhur iğne ile bütün okulun hatta mahalle veya köyün aşılandığı sağlıklı hayattan, tek kullanımlık iğneye giden bir süreç bizimkisi. . Yemek pişirmek için 1973 te ilk kez kullanıma başlayan tüp gaz öncesinde başlar bizim bir ucumuz, bir ucumuz da kaloriferli evlerde dünyaya gözlerini açtı. . İlk temsilcilerimiz dünyaya geldiğinde Aya henüz gidilmemişti, son temsilcilerimiz doğduğunda ise Hubble Uzay Teleskobu, 24 Nisan 1990'da başlayan STS-31 Görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından 560 km yükseklikteki Dünya etrafındaki yörüngesine yerleştirilmişti bile. . İlk temsilcilerimiz evlerin eşten dostan veya birikimlerinden, eksik kalırsa da senetli senetsiz sözlü borçlar almaya başlamış olan nesilden, son temsilcilerimizin evlerini konut kredisi ile almaya başladığı hatta neredeyse başka imkanlarının olmadığı bir son nesil arasındayız bizler. . Doğu bloğu ile batı bloğu arasında yapılışını ucu ucuna kaçırmış fakat yıkılışını görmüş nesil ile başlayıp, SSCB'nin yıkılışına tanık olabilecek bir nesil ile son bulanlarız. . Durun bakın ne geldi aklıma Bir dilimiz vardı ki. Ne kadar yetenekli olduğunu şimdi size anlatayım bizim dönemin. Okuyun bakalım "trypanosoma gambiyetsizler" Evet gırgır dergisi ile başlayıp Leman ile devam eden Timsah karkaterinin birebir tanımıdır bizim için bu. Biyologlara göre Protozoa aleminin bir tek hücrelisinin adı olsa da bizim kuşak için anlamı başkadır. Her birimizin kendi karakterini bulduğu ve bir arkadaşına uygun olanı da bulduğu 1972 de yayına başlayan GırGır ilk doğanlarımızın ilk okuduğu dergisi, ve 2017 de kapanıp son dostlarımızın da gençliğine kadar eşlik etmiş bir müşterek mizah kültürüdür akılda kalan Kafa kağıdı ortaklığı gibi. İşte böyle özeliz biz. . EVET o kadar çok ayrı dünyaların temsilcileriyiz ki ve aynı zamanda birbirimizden hiç farkı olamayan bir yaşanmışlık ortaklığını paylaşan nesiliz. Belki boş arsalarda son mahalle maçları yapanlar bizleriz. Son bez bebekle oynayanlar, Son kendi oyuncağını yapanlar, Son gömlek yakası tersine çevrilenler bizleriz. . Bizler bu kadar ayrı dünyaların insanı olarak bu kadar iç içe geçmiş ve birlikte yaşayabilmiş olanlarız. Abilerimiz, ablalarımız ile başlayan ve en son muhtemel yaş farkı ile küçük kardeşlerimiz ile son bulan 20 Yıllık bir dönemde belki de önceki 120 yıllık dönem arasındaki yaşanmışlık farkında daha fazlasını bir arada yaşayanlarız. İlk nesil olarak doğanların çocukları son nesil olarak doğanların yaşadığı bu dönemin belki de gelecekte bir daha böylesine bir farkı ortak neslin yaşayamayacağı bir nesiliz biz. . BİZLER Evet bizler.... Bizler kurşuni renkli cilt kapağında kırmızı renkli ay yıldız bulunan "T.C. NÜFUS Hüviyet Cüzdanı" kullanmış ve onu birebir tanımış son nesiliz. . Yazan Mehmet Ural #ferrrocan   İstanbul’un Siyasi Gazetesi]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

05
Temmuz
07
Mayıs
06
Mayıs
06
Nisan
01
Nisan
25
Mart
14
Mart
28
Şubat
26
Şubat
23
Şubat
18
Şubat
23
Ocak
17
Ocak
16
Ocak
07
Ocak
23
Aralık