Mehmet Ural
Köşe Yazarı
Mehmet Ural
 

Sosyal Medya Kütüphanesinde Neler Var

Zihnimizle Oynarken. Bilgi barajında "Sudan çıkmış balık olmak varmış." Kendimizi dinamik, meraklı, araştırmacı ve her bilgiye ulaşabilir zihin açıklığında hissettiğimizde. Bir de..... Kendini bunalmış, endişeli veya yorgun hissedenler için... Aslında yok ikisinin bir farkı zihinde demek isterdim fakat bir türlü ayrım yapamadım bilgilere bakıca. . Bu karmaşık zamanlarda, zihnimizi saran ve bizi istenmeyen bir endişe, korku ve bunalma durumuna sokan eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla karşı karşıyayız. Doğallığını sorgulamaya bile imkanımız yok, çünkü kendi doğallığı oldu artık bu barajın. Bilginin ilk elden alındığı bir dönem vardı. Doğal bilgi. Kaynağından bilgi. . Aklıma sadece "gerekli ve yeterli bilgi verilen" ve sadece ilgisi ve bilgisi, olanların yetkiye sahip oldukları" Bilgi eğitimi için yazı bile kullanmayan Machu Picchu'da var olan " Quechua" da denilen "bilgi evi" anlamına gelen eğitim sistemi geldi bunu yazarken. Gerçekten hiç yazıya gerek duyulmayan ve sadece akılda kalıcı olması ya da unutulmaması gereken matematiksel çoklulların anlaşılır olması için sistematik alet "Quipus" kullanan "Ayacucho" kompleksi bulguları yazım halen aklımda ve bu yazının temeli ile içerik değerlendirmesine yol gösterici fikirsel altyapı bilgisinin zihnimde şekillenmesi de bir şekilde hoşuma gitti. Kim bilir aslında en ideal eğitim ve hayata hazırlanma sistemi belli de oydu. İşlevselliği bakımından bizdeki "Köy enstitülerine benzetirim zaten" . Neyse konumuza dönelim. Ben Türkiye için yazayım dünyanın geneli de tarihsel olarak çok farklı değil bu süreçte. Türkiye'de internet, ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. Bulunup kullanılması 1950 lere kadar gitse de dünyada günümüzdeki şekilde bilgi amaçlı kullanımı 1989 yılında başladı. . Yazımızın başlığında "Zihnimizle Oynarken. Sudan çıkmış balık olmak varmış." tanımı kullandım fakat sudan çıkmadan sudan çıkmış balık olduğumuzu fark edemiyoruz maalesef ki. Günümüzde bu yazıyı okuyan ve okuyabilecek herkes, istisnasız herkes "eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla dolu sanal dünya gerçekliği "realitesi" içindeyiz. Sanal ortam (SANMAK kökünden geliyor düşüncesindeyim eski söylemi ile zannetmek) dediğimiz bu alem artık neredeyse bütün bilgilerin yegane kaynağı haline geldi sıradan bireyler için. Hatta sadece sıradan bireyler için değil gerçek doğal bilgilerin de tek ulaşılabilir kaynağı oldu burası. İşte o nedenle bilgi barajı tanımlamasını kullandım. . Sosyal medya her türlü bilginin doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın ve herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan şehir atıklarının da doğal atıkların da biriktiği bir baraj halini aldı. Burada ayrım yok. Bilgi baraja karışmadan herhangi bir kontrole de tabi tutulmuyor. İşte en büyük tehlike zaten burada. "Ayıkla pirincin taşını" dedirtecek bir der aslında yayınlanmadan doğruluk kontrolü veya temizlemesi mümkün olmayan bir ortam. . Köy kahvaltısı yaptınız mı hiç? Yooo evet demeden önce düşünün biraz, kümese girip ayaklarınıza tavuk pisliği bulaşacağını düşünmeden yumurta aldınız mı folluktan, sağmış olmasanız bile bir tencerede kaynattınız mı sütü, yağmurdan çamur olmuş, kurumuş toz içinde kalmış bahçeden domates veya biberi dalından koparıp, taze soğanı çekip çıkardınız mı topraktan ekmemiş olsanız bile. İşte Doğal olan bu, bunun doğru yapılmış ve önümüze gelmiş olanı sadece doğru yapılmış olanıdır. Bu doğrunun var olmasında doğal olanları yapanların öğretileri vardır. Kayaktan veya pınardan su içmek için oraya gidenler onun doğalını içenler, şişelenmiş haliyle bunu alanlar ise doğru tercihi yapanlardır. . Gelelim dağınık içerikli paragrafları birleştirmeye. Hiç bir ayrıma tabi tutulmadan bilginin birikip herkesin ulaşabildiği doğruluğu ise ancak sonradan test edilen bir kaynağımız var yapay olarak var edilmiş bilgi pınarımız barajımız. hem de depolama kapasitesi sınırı olmayan. Hiç bir yazılı metin kullanmadan sadece bilgi öğretilen uygarlık var etmiş toplum var. (Öyle demeyin orada verilen bilgiler sadece hedefe ve amaca yönelik, kişinin yetenek ve kapasitesi ile orantılı, gereksiz yan dallar ve bilgilerden arındırılmış olup zaman ve emek kaybı olmadan, Balıkların uçmaya, kuşların yüzmeye zorlanmadığı bir eğitim ve bilgi aktarımı ile gelişen toplum. Bilgileri doğrudan sahibinden yani ustasından, üstadından Öğretmen - öğrenci ilişkisi içinde, usta çırak sistematiği gibi alan geçmiş zaman eğitimleri ve şimdi günümüz. Günümüz artık METAVERSE . Unutmadan söyleyeyim uyarmadı demeyin yakın bir gelecekte Metaverse henüz başlamadan yok olabilir. gerçekten yakın bir gelecekte 3 veya 5 yıl gibi bir süre içinde sadece metaverse değil bahsettiğimiz sosyal bilgi medyası dediğimiz baraj bile yıkılabilir. Bu kaçınılmaz bir olay çünkü. İnsana bağlı değil evrenin işleyişi bu şekilde. Güneş bunu yapacak. Hem de hepimizin beğenerek ve imrenerek baktığı Aurora dediğimiz kuzey ışıklarının topluca ve kat kat fazlası ile dünyamızı etkileyerek. İşte o zaman yukarıda bahsedilen kahvaltıyı gerçekten birey olarak doğal olarak yapmak zorunda kalabilirsiniz. Gerçekten bilenlerden öğrenmiş olmanın önemini daha iyi anlamış olmak demektir o günler. Bilginin doğruluğunun ayırt edilebilir olduğunu ve bunun aslında kolay olduğunu fark etmek bir başlangıçtır. Sosyal medyada Çiçek, böcek, kelebek görselleri peşinde koşanlar. Mistik içerikli gizemlerden esinlenip, ulvi kavramların dramatize edildiği dramatize hikayelere prim verenler. İki satır yazmaya üşenip, nasıl yapıldığından bir haber olmak bir yana her bulduğu ve gördüğü hazır olanı paylaşıp bu barajı "Post İt" diye tabir edilen özlü sözler ve görselleri ile dolduranlar. İşte bunu LİKE denen o günlük dozları için yapanlar. Görün ve bilin ki bu baraj anlamsızlıkları da hazmediyor. . . KAFA - BEYİN - ZEKA Bilgiyi sürekli özümsediğimizde, zekayı sezgiye ve varlığa önceleyen, baş "kafa" merkezli "erkeinglen" -erkeksi- (Bu tabir sosyal yaşantıda dominant ve gerçekte olan etkisi özelliğinden dolayı kullanılmıştır) bir bilinç durumunda yaşıyoruz. Ne zaman erkeksi sol beyne doğru çok ağır kutuplaşsak, "gonantgen" -kadınsı- (Bu tabir en ilkel haliyle bile doğum yapabilir ve hayata başlatabilir olma, hayatı devam ettirecek duyguları kural gibi adilane özelliğinden dolayı kullanılmıştır) yönümüzü kapatırız. . Sonsuzca her bilgiyi tahmin etmeye, mantıklı hale getirmeye ve cevaplar talep etmeye çalışmak biraz nafile bir çabadır, bu da bizi her zaman daha da karışık ve belirsiz hissettirir. Çoğu zaman, aramakta en çaresiz olduğumuz cevaplar, sadece zekadan gelmez, özellikle de süreci zorlarken, doğru zamanında ortaya çıkmasına izin vermek yerine, arayış ile karşımıza çıkanların kargaşası ve yeniliği sunum güzelliği ile birleşince sosyal medya barajı artık bağımlısı olduğumuz kullanım alanı haline evriliyor. . Zihnimizin sınırlarından çıkıp bedenin bilgeliğine düştüğümüzde, bireyin kapasitesi ve kalitesine yöneldiğimizde, sadece zihin aracılığıyla asla bulunamayacak içgörüleri de alabiliriz. Vücudumuz (varlığımızın bütünsel spektrumunu kapsayan) insanların düşünce, inanç ve eylemlerinin çoğunluğunu yöneten, tutum ve davranışlarının şekillenmesini sağlayan koşullanmış zihinsel girişlerin üstündeki bir zekaya sahiptir. (Vücudumuz) . Algoritmik programlardan arınmış, doğmadan önce planları yapılmış, doğduğumuzdan beri üzerimize aşılanmış bir bilgelik kazanmak için, sezgisel algılama (ve bilme) duygumuza yeniden bağlanmalıyız. Çünkü bu devinimci olma/farkındalık hali modern dünyamızda çok göz ardı ediliyor, kendimizi büyük bir kaos ve kargaşa içinde bulmamıza şaşmamalı. . Hızlı ilerleyen modern yaşamımızın talepleri, özellikle de ekonomi temelinde olan ve gerçekte biyolojik bir ihtiyaca cevap vermeyecek olduğunu bildiğimiz halde sosyal öğretilerden kaynaklı yönelim olarak, finansal güvence elde etme ihtiyacı nedeniyle, mantık ve eyleme yönelik zihinsel işlevlere güvenir hale geldik. Bize 'başarı' takibinin keskinleştirilmiş bir zeka ve/veya tutarlı bir aşılama ve disiplin üzerine olduğu öğretildi. Bu, sezgileri hiçe sayan, mantıktan yana ve sistem öğretilerine teslimiyetten yana disiplini dayatma kuralı gibi anlık ve gelecek planlarımızın rotasını tutan katı bir eğitim kuruluşu aracılığıyla bize aşılanmıştır. Bunun adaı da sistemdir. Ana akım eğitimin, aslına bakarsak, barajda boğulmadan yüzeyde kalmak için sonsuz 'verimgenlik' gerektiren bir sistemin çarkında doğru çark eden robotik işçileri "bireyleri" yetiştirmek için tasarlandığı için şaşırtıcı değil. Korku gelecekten kaynaklıdır, geçmişten örnekleri alıp geleceğimize yön verilmesi için kullanılır. Her birey aklını bilgi ile şekillendirdiği zihninde korkunun, özellikle gelecekte olası bilindik korkuların planlananlardan olmaması tedbirine yönelik zihinsel içgüdü etkisini farkında olmadan yapar. (Açlık çeken insanları bilmek ve bunların çoğaldığını düşünmek. Evsiz kalan insanları bilmek ve bunların çoğaldığını bilmek. Yardıma muhtaç kalıp yardım edebileceklerin el uzatmadığını bilmek.) İşte sosyal medyada bu örnekler de hayli yoğun olarak karşımıza daha önce bahsettiğim post it paylaşımlar ile, dramatize edilmiş hikayeler ile sürekli bilgi barajına gelen sağanak gibi akmaktadır. Bunlardan korunmak mümkün değildir, ancak bunların farkındalığında olmak ve lafla değil kendini bilerek ve kandırmadan etkilenmeyecek bilgi, bilinç ve zeka seviyesinde olmak önemlidir. . İçinde bulunduğumuz ortam budur. başarı da bu ortamdan gelmek zorundadır artık ve bu da kaçınılmaz olmasa da değiştirilmesi pek mümkün olmayan bir gerçekliktir. Başarı da buradadır. “Başarı” kavramı (toplum tarafından benimsendiği gibi) somut dış sonuçların peşinde koşmayı teşvik ettiği gibi, bu durum olmadığı halde her zaman acı çeken içsel varlık halimiz pahasına olsa da şüphelidir. Yavaşlamak, dinlenmek ve basitçe etkilenmeden hayatı doğru yaşamanın yolunun bu sularda bulunmasıdır. Bilgi barajında yüzerken, bilgi filtresi bilinciniz olmalıdır. . . Çoğu zaman kendimiz için başarmaya, biriktirmeye ve edinmeye çalışmakla o kadar meşgulüz ki, şimdiki anın güzelliğinde, tam da olduğu gibi; hırs ve beklenti ile bozulmamış bir şekilde nasıl var olacağımızı unutuyoruz. Mantıksal aklın ulaştığı yerlerin ötesinde var olan en büyük ve en saf içgörülerden bazılarını alabileceğimiz bu dinlenme zamanı. Ancak bunu kendimiz için ayırdığımız zamanlara ayarlanmış şekilde olabileceğini bilmek, bu ayrılık durumunu varsayılan olarak benimseyen bir tür yeni çağ pasifliği lehine sosyal medya olumsuz kirli pis ve yalan eylemlerini reddetmemiz gerektiğini ima etmiyor doğrudan söylüyorum. . Gerçek bir bilinç ve zeka ivmesi durumuna girmek için, "erkeinglen" -erkeksi- (eylem/disiplin) ve gonantgen" kadınsı (teslim olma/doğal içgüdü) öaellik ve tutumları dengelemeyi öğrenmeliyiz. 'Hiçbir faaliyet yapmamanın' verimsiz olduğuna dair bir önemli nokta var, ancak bu sadece kabul ve ayrılma durumunda alınan içgörü/sezgileri ortaya çıkarmak için herhangi bir iltifat eylemi olmadığında geçerlidir. . Şu an yaşadığımız yeri iyi tanımanız için daha önce aktarılmış olan güzel bir örneği ilave etmek isterim buraya. . Yaşadığımız dünya bildiğimiz kadardır. . Eğlencelik anlatı ile yaşadığımız evrenin izahını yapamaya çalışayım aklımda kaldığı kadarıyla. . Bir gün denizde iki genç balık şakalaşıp yüzüyorlarmış. Bir Mercan kayalığının yanından geçerken kayaların arasından yaşlı bir balık çıkmış. Yaşlı balık gençlere seslenip sormuş. - Merhaba gençler Bugün Deniz (su) nasıl? Diye sormuş. Genç balıklar birbirlerine şaşkınca bakıp yüzmeye devam etmişler. Biraz ilerledikten sonra gençlerden biri diğerine - Deniz ne demek? Diye sormuş. . İşte buradaki sosyal medya bilgi barajındaki yaşayan balıklarız. Burası deniz gerçekliği mi, bizler balık olarak farkındamıyız değil miyiz, yoksa sadece yüzüp gidiyor muyuz ayrımını kendimize bilinçli olarak göstermek ve öğretmek zorundayız. . Elimizi ayağınızı geçici olarak sosyal medyadan çekip rahatlamak için kendinize zaman ayırdığınız için suçlu hissetmeyin. Çoğu zaman kendimize karşı çok sert oluruz ve hassas omuzlarımıza çok ağır talepler yükleriz. Bunu sürekli peşinden koştuğumuz sosyal medya realitelerinin neler olduğunu tekrar inceleyerek kendimiz için yapabiliriz. Boş bilgiler ile güzel bilgiler karışır çoğu zaman, bu ayrımı yapamadığımızda yavaşlama zamanınız gelmiş olabilir. . Sürekli dünyaya bir iz bırakmaya çalışmaktansa, hayatın akımlarının sizi taşımasına izin verin. Bu güven, sabır ve kendini sevmeyi gerektirir. . Kendimize karşı nazik olmalı. İçimizdeki gerçek öğrenme bilgeliğini, gerçek ustalardan ve sahibi olan bilgi yazarlarından öğrenip kendimizi bu sosyal medya kütüphanesi barajından onurlandırma fırsatını yakalamalıyız. . Bir parçanız gelecekten beklentisi olmadan, geçmişten pişmanlık duymadan, yumuşamanızı ve tamamen şimdiki ana teslim olmanızı istiyor. Kontrolü bu şekilde bırakmak, acımasız zihin gevezeliğine çok ihtiyaç duyulan bir mola verir ve varlığımızın reddedilmiş yönleriyle yeniden bağlanarak iyileşmemizi sağlar. . Bilgi sadece amaca yönelik olmalı. Bilgi sadece bilgi olarak kalabilmeli, özenti var etmemeli. Bilgi beyinde yük değildir. Bilgi yorgunluk vermez. Yanlış ve zararlı bilgiler özümsenmediği sürece hiç kimse bundan zarar görmez. . Bu ne kadar sezgisel görünse de genellikle 'azın çok olduğu' söz konusudur. 'Olmak' ile 'yapmayı' dengeleme pratiği yapın ve hayatınızın nasıl daha büyük bir neşe, berraklık, sağlık ve anlamla doldurulduğunu izleyin. Bilip öğrenelim. Mehmet Ural #ferrocan #Kendienfilozof #BFT #KültürveMerak ]]>
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2022 - Çarşamba
Mehmet Ural

Sosyal Medya Kütüphanesinde Neler Var

Zihnimizle Oynarken. Bilgi barajında "Sudan çıkmış balık olmak varmış."
Kendimizi dinamik, meraklı, araştırmacı ve her bilgiye ulaşabilir zihin açıklığında hissettiğimizde.
Bir de.....
Kendini bunalmış, endişeli veya yorgun hissedenler için...
Aslında yok ikisinin bir farkı zihinde demek isterdim fakat bir türlü ayrım yapamadım bilgilere bakıca.
.
Bu karmaşık zamanlarda, zihnimizi saran ve bizi istenmeyen bir endişe, korku ve bunalma durumuna sokan eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla karşı karşıyayız. Doğallığını sorgulamaya bile imkanımız yok, çünkü kendi doğallığı oldu artık bu barajın.
Bilginin ilk elden alındığı bir dönem vardı. Doğal bilgi. Kaynağından bilgi.
.
Aklıma sadece "gerekli ve yeterli bilgi verilen" ve sadece ilgisi ve bilgisi, olanların yetkiye sahip oldukları" Bilgi eğitimi için yazı bile kullanmayan Machu Picchu'da var olan " Quechua" da denilen "bilgi evi" anlamına gelen eğitim sistemi geldi bunu yazarken. Gerçekten hiç yazıya gerek duyulmayan ve sadece akılda kalıcı olması ya da unutulmaması gereken matematiksel çoklulların anlaşılır olması için sistematik alet "Quipus" kullanan "Ayacucho" kompleksi bulguları yazım halen aklımda ve bu yazının temeli ile içerik değerlendirmesine yol gösterici fikirsel altyapı bilgisinin zihnimde şekillenmesi de bir şekilde hoşuma gitti. Kim bilir aslında en ideal eğitim ve hayata hazırlanma sistemi belli de oydu. İşlevselliği bakımından bizdeki "Köy enstitülerine benzetirim zaten"
.
Neyse konumuza dönelim.
Ben Türkiye için yazayım dünyanın geneli de tarihsel olarak çok farklı değil bu süreçte.
Türkiye'de internet, ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. Bulunup kullanılması 1950 lere kadar gitse de dünyada günümüzdeki şekilde bilgi amaçlı kullanımı 1989 yılında başladı.
.
Yazımızın başlığında "Zihnimizle Oynarken. Sudan çıkmış balık olmak varmış." tanımı kullandım fakat sudan çıkmadan sudan çıkmış balık olduğumuzu fark edemiyoruz maalesef ki.
Günümüzde bu yazıyı okuyan ve okuyabilecek herkes, istisnasız herkes "eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla dolu sanal dünya gerçekliği "realitesi" içindeyiz.
Sanal ortam (SANMAK kökünden geliyor düşüncesindeyim eski söylemi ile zannetmek) dediğimiz bu alem artık neredeyse bütün bilgilerin yegane kaynağı haline geldi sıradan bireyler için. Hatta sadece sıradan bireyler için değil gerçek doğal bilgilerin de tek ulaşılabilir kaynağı oldu burası. İşte o nedenle bilgi barajı tanımlamasını kullandım.
.
Sosyal medya her türlü bilginin doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın ve herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan şehir atıklarının da doğal atıkların da biriktiği bir baraj halini aldı. Burada ayrım yok. Bilgi baraja karışmadan herhangi bir kontrole de tabi tutulmuyor. İşte en büyük tehlike zaten burada. "Ayıkla pirincin taşını" dedirtecek bir der aslında yayınlanmadan doğruluk kontrolü veya temizlemesi mümkün olmayan bir ortam.
.
Köy kahvaltısı yaptınız mı hiç? Yooo evet demeden önce düşünün biraz, kümese girip ayaklarınıza tavuk pisliği bulaşacağını düşünmeden yumurta aldınız mı folluktan, sağmış olmasanız bile bir tencerede kaynattınız mı sütü, yağmurdan çamur olmuş, kurumuş toz içinde kalmış bahçeden domates veya biberi dalından koparıp, taze soğanı çekip çıkardınız mı topraktan ekmemiş olsanız bile. İşte Doğal olan bu, bunun doğru yapılmış ve önümüze gelmiş olanı sadece doğru yapılmış olanıdır. Bu doğrunun var olmasında doğal olanları yapanların öğretileri vardır. Kayaktan veya pınardan su içmek için oraya gidenler onun doğalını içenler, şişelenmiş haliyle bunu alanlar ise doğru tercihi yapanlardır.
.
Gelelim dağınık içerikli paragrafları birleştirmeye. Hiç bir ayrıma tabi tutulmadan bilginin birikip herkesin ulaşabildiği doğruluğu ise ancak sonradan test edilen bir kaynağımız var yapay olarak var edilmiş bilgi pınarımız barajımız. hem de depolama kapasitesi sınırı olmayan.
Hiç bir yazılı metin kullanmadan sadece bilgi öğretilen uygarlık var etmiş toplum var. (Öyle demeyin orada verilen bilgiler sadece hedefe ve amaca yönelik, kişinin yetenek ve kapasitesi ile orantılı, gereksiz yan dallar ve bilgilerden arındırılmış olup zaman ve emek kaybı olmadan, Balıkların uçmaya, kuşların yüzmeye zorlanmadığı bir eğitim ve bilgi aktarımı ile gelişen toplum.
Bilgileri doğrudan sahibinden yani ustasından, üstadından Öğretmen - öğrenci ilişkisi içinde, usta çırak sistematiği gibi alan geçmiş zaman eğitimleri ve şimdi günümüz.
Günümüz artık METAVERSE
.
Unutmadan söyleyeyim uyarmadı demeyin yakın bir gelecekte Metaverse henüz başlamadan yok olabilir. gerçekten yakın bir gelecekte 3 veya 5 yıl gibi bir süre içinde sadece metaverse değil bahsettiğimiz sosyal bilgi medyası dediğimiz baraj bile yıkılabilir. Bu kaçınılmaz bir olay çünkü. İnsana bağlı değil evrenin işleyişi bu şekilde. Güneş bunu yapacak. Hem de hepimizin beğenerek ve imrenerek baktığı Aurora dediğimiz kuzey ışıklarının topluca ve kat kat fazlası ile dünyamızı etkileyerek.
İşte o zaman yukarıda bahsedilen kahvaltıyı gerçekten birey olarak doğal olarak yapmak zorunda kalabilirsiniz. Gerçekten bilenlerden öğrenmiş olmanın önemini daha iyi anlamış olmak demektir o günler. Bilginin doğruluğunun ayırt edilebilir olduğunu ve bunun aslında kolay olduğunu fark etmek bir başlangıçtır. Sosyal medyada Çiçek, böcek, kelebek görselleri peşinde koşanlar. Mistik içerikli gizemlerden esinlenip, ulvi kavramların dramatize edildiği dramatize hikayelere prim verenler. İki satır yazmaya üşenip, nasıl yapıldığından bir haber olmak bir yana her bulduğu ve gördüğü hazır olanı paylaşıp bu barajı "Post İt" diye tabir edilen özlü sözler ve görselleri ile dolduranlar. İşte bunu LİKE denen o günlük dozları için yapanlar. Görün ve bilin ki bu baraj anlamsızlıkları da hazmediyor. .
.
KAFA - BEYİN - ZEKA
Bilgiyi sürekli özümsediğimizde, zekayı sezgiye ve varlığa önceleyen, baş "kafa" merkezli "erkeinglen" -erkeksi- (Bu tabir sosyal yaşantıda dominant ve gerçekte olan etkisi özelliğinden dolayı kullanılmıştır) bir bilinç durumunda yaşıyoruz. Ne zaman erkeksi sol beyne doğru çok ağır kutuplaşsak, "gonantgen" -kadınsı- (Bu tabir en ilkel haliyle bile doğum yapabilir ve hayata başlatabilir olma, hayatı devam ettirecek duyguları kural gibi adilane özelliğinden dolayı kullanılmıştır) yönümüzü kapatırız.
.
Sonsuzca her bilgiyi tahmin etmeye, mantıklı hale getirmeye ve cevaplar talep etmeye çalışmak biraz nafile bir çabadır, bu da bizi her zaman daha da karışık ve belirsiz hissettirir. Çoğu zaman, aramakta en çaresiz olduğumuz cevaplar, sadece zekadan gelmez, özellikle de süreci zorlarken, doğru zamanında ortaya çıkmasına izin vermek yerine, arayış ile karşımıza çıkanların kargaşası ve yeniliği sunum güzelliği ile birleşince sosyal medya barajı artık bağımlısı olduğumuz kullanım alanı haline evriliyor.
.
Zihnimizin sınırlarından çıkıp bedenin bilgeliğine düştüğümüzde, bireyin kapasitesi ve kalitesine yöneldiğimizde, sadece zihin aracılığıyla asla bulunamayacak içgörüleri de alabiliriz. Vücudumuz (varlığımızın bütünsel spektrumunu kapsayan) insanların düşünce, inanç ve eylemlerinin çoğunluğunu yöneten, tutum ve davranışlarının şekillenmesini sağlayan koşullanmış zihinsel girişlerin üstündeki bir zekaya sahiptir. (Vücudumuz)
.
Algoritmik programlardan arınmış, doğmadan önce planları yapılmış, doğduğumuzdan beri üzerimize aşılanmış bir bilgelik kazanmak için, sezgisel algılama (ve bilme) duygumuza yeniden bağlanmalıyız. Çünkü bu devinimci olma/farkındalık hali modern dünyamızda çok göz ardı ediliyor, kendimizi büyük bir kaos ve kargaşa içinde bulmamıza şaşmamalı.
.
Hızlı ilerleyen modern yaşamımızın talepleri, özellikle de ekonomi temelinde olan ve gerçekte biyolojik bir ihtiyaca cevap vermeyecek olduğunu bildiğimiz halde sosyal öğretilerden kaynaklı yönelim olarak, finansal güvence elde etme ihtiyacı nedeniyle, mantık ve eyleme yönelik zihinsel işlevlere güvenir hale geldik. Bize 'başarı' takibinin keskinleştirilmiş bir zeka ve/veya tutarlı bir aşılama ve disiplin üzerine olduğu öğretildi. Bu, sezgileri hiçe sayan, mantıktan yana ve sistem öğretilerine teslimiyetten yana disiplini dayatma kuralı gibi anlık ve gelecek planlarımızın rotasını tutan katı bir eğitim kuruluşu aracılığıyla bize aşılanmıştır. Bunun adaı da sistemdir. Ana akım eğitimin, aslına bakarsak, barajda boğulmadan yüzeyde kalmak için sonsuz 'verimgenlik' gerektiren bir sistemin çarkında doğru çark eden robotik işçileri "bireyleri" yetiştirmek için tasarlandığı için şaşırtıcı değil. Korku gelecekten kaynaklıdır, geçmişten örnekleri alıp geleceğimize yön verilmesi için kullanılır. Her birey aklını bilgi ile şekillendirdiği zihninde korkunun, özellikle gelecekte olası bilindik korkuların planlananlardan olmaması tedbirine yönelik zihinsel içgüdü etkisini farkında olmadan yapar. (Açlık çeken insanları bilmek ve bunların çoğaldığını düşünmek. Evsiz kalan insanları bilmek ve bunların çoğaldığını bilmek. Yardıma muhtaç kalıp yardım edebileceklerin el uzatmadığını bilmek.) İşte sosyal medyada bu örnekler de hayli yoğun olarak karşımıza daha önce bahsettiğim post it paylaşımlar ile, dramatize edilmiş hikayeler ile sürekli bilgi barajına gelen sağanak gibi akmaktadır. Bunlardan korunmak mümkün değildir, ancak bunların farkındalığında olmak ve lafla değil kendini bilerek ve kandırmadan etkilenmeyecek bilgi, bilinç ve zeka seviyesinde olmak önemlidir.
.
İçinde bulunduğumuz ortam budur. başarı da bu ortamdan gelmek zorundadır artık ve bu da kaçınılmaz olmasa da değiştirilmesi pek mümkün olmayan bir gerçekliktir. Başarı da buradadır.
“Başarı” kavramı (toplum tarafından benimsendiği gibi) somut dış sonuçların peşinde koşmayı teşvik ettiği gibi, bu durum olmadığı halde her zaman acı çeken içsel varlık halimiz pahasına olsa da şüphelidir. Yavaşlamak, dinlenmek ve basitçe etkilenmeden hayatı doğru yaşamanın yolunun bu sularda bulunmasıdır. Bilgi barajında yüzerken, bilgi filtresi bilinciniz olmalıdır.
.
.
Çoğu zaman kendimiz için başarmaya, biriktirmeye ve edinmeye çalışmakla o kadar meşgulüz ki, şimdiki anın güzelliğinde, tam da olduğu gibi; hırs ve beklenti ile bozulmamış bir şekilde nasıl var olacağımızı unutuyoruz. Mantıksal aklın ulaştığı yerlerin ötesinde var olan en büyük ve en saf içgörülerden bazılarını alabileceğimiz bu dinlenme zamanı. Ancak bunu kendimiz için ayırdığımız zamanlara ayarlanmış şekilde olabileceğini bilmek, bu ayrılık durumunu varsayılan olarak benimseyen bir tür yeni çağ pasifliği lehine sosyal medya olumsuz kirli pis ve yalan eylemlerini reddetmemiz gerektiğini ima etmiyor doğrudan söylüyorum.
.
Gerçek bir bilinç ve zeka ivmesi durumuna girmek için, "erkeinglen" -erkeksi- (eylem/disiplin) ve gonantgen" kadınsı (teslim olma/doğal içgüdü) öaellik ve tutumları dengelemeyi öğrenmeliyiz. 'Hiçbir faaliyet yapmamanın' verimsiz olduğuna dair bir önemli nokta var, ancak bu sadece kabul ve ayrılma durumunda alınan içgörü/sezgileri ortaya çıkarmak için herhangi bir iltifat eylemi olmadığında geçerlidir.
.
Şu an yaşadığımız yeri iyi tanımanız için daha önce aktarılmış olan güzel bir örneği ilave etmek isterim buraya.
.
Yaşadığımız dünya bildiğimiz kadardır.
.
Eğlencelik anlatı ile yaşadığımız evrenin izahını yapamaya çalışayım aklımda kaldığı kadarıyla.
.
Bir gün denizde iki genç balık ? şakalaşıp yüzüyorlarmış.
Bir Mercan kayalığının yanından geçerken kayaların arasından yaşlı bir balık ? çıkmış.
Yaşlı balık gençlere seslenip sormuş.
- Merhaba gençler Bugün Deniz (su) nasıl? Diye sormuş.
Genç balıklar birbirlerine şaşkınca bakıp yüzmeye devam etmişler.
Biraz ilerledikten sonra gençlerden biri diğerine
- Deniz ne demek? Diye sormuş.
.
İşte buradaki sosyal medya bilgi barajındaki yaşayan balıklarız. Burası deniz gerçekliği mi, bizler balık olarak farkındamıyız değil miyiz, yoksa sadece yüzüp gidiyor muyuz ayrımını kendimize bilinçli olarak göstermek ve öğretmek zorundayız.
.
Elimizi ayağınızı geçici olarak sosyal medyadan çekip rahatlamak için kendinize zaman ayırdığınız için suçlu hissetmeyin. Çoğu zaman kendimize karşı çok sert oluruz ve hassas omuzlarımıza çok ağır talepler yükleriz. Bunu sürekli peşinden koştuğumuz sosyal medya realitelerinin neler olduğunu tekrar inceleyerek kendimiz için yapabiliriz. Boş bilgiler ile güzel bilgiler karışır çoğu zaman, bu ayrımı yapamadığımızda yavaşlama zamanınız gelmiş olabilir.
.
Sürekli dünyaya bir iz bırakmaya çalışmaktansa, hayatın akımlarının sizi taşımasına izin verin. Bu güven, sabır ve kendini sevmeyi gerektirir.
.
Kendimize karşı nazik olmalı. İçimizdeki gerçek öğrenme bilgeliğini, gerçek ustalardan ve sahibi olan bilgi yazarlarından öğrenip kendimizi bu sosyal medya kütüphanesi barajından onurlandırma fırsatını yakalamalıyız.
.
Bir parçanız gelecekten beklentisi olmadan, geçmişten pişmanlık duymadan, yumuşamanızı ve tamamen şimdiki ana teslim olmanızı istiyor. Kontrolü bu şekilde bırakmak, acımasız zihin gevezeliğine çok ihtiyaç duyulan bir mola verir ve varlığımızın reddedilmiş yönleriyle yeniden bağlanarak iyileşmemizi sağlar.
.
Bilgi sadece amaca yönelik olmalı. Bilgi sadece bilgi olarak kalabilmeli, özenti var etmemeli. Bilgi beyinde yük değildir. Bilgi yorgunluk vermez. Yanlış ve zararlı bilgiler özümsenmediği sürece hiç kimse bundan zarar görmez.
.
Bu ne kadar sezgisel görünse de genellikle 'azın çok olduğu' söz konusudur. 'Olmak' ile 'yapmayı' dengeleme pratiği yapın ve hayatınızın nasıl daha büyük bir neşe, berraklık, sağlık ve anlamla doldurulduğunu izleyin.
Bilip öğrenelim.
]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

05
Temmuz
07
Mayıs
06
Mayıs
06
Nisan
01
Nisan
25
Mart
14
Mart
28
Şubat
26
Şubat
23
Şubat
18
Şubat
23
Ocak
17
Ocak
16
Ocak
07
Ocak
23
Aralık