Mehmet Ural
Köşe Yazarı
Mehmet Ural
 

Osman Hamdi Bey'in Kadın ile ilgili tabuları yıkan Tablosu MİHRAP

Osman Hamdi Bey'in Kadın ile ilgili tabuları yıkan Tablosu MİHRAP Mihrap (Asıl adı YARADILIŞ olduğu da söylenir) Osman Hamdi Bey'in 1901 yılında (210×108 ölçülerinde) yaptığı tartışma yaratmış Mihrap (Tekvin veya Yaratılış) tablosu Demirbank koleksiyonundan kayıtlı olup, TMSF’ye devri sırasında her nasılsa ortadan kayboluyor ve ondan sonra bir daha izine rastlanmıyor. . Bu tablonun aslını bilmeyenler ve bu tabloyu genelde basında görenler, Tablonun genelde alt kısmı (kitapların olduğu bölüm) kesilmiş şekilde sansürlenerek verildiğini fark etmezler. . Resimde başı açık dekolteli bir kadın çinilerle yazılmış Kur’an ile çevrelenmiş olan mihraba arkasını dönmüş dimdik oturur vaziyette resmedilmiştir. Bakışlarında bir özgüven ve kararlılık okunur . Büyük bir rahle üzerinde oturan ve hamile olduğu belli olacak şekilde olan kadının ayaklarının dibinde ise (Tabloyu görüp bilenlerin ifadelerine göre) Kur'an, Zerdüşt dininin kitabı Avesta ve Budizm kitabı Sakiya Muni gibi dinsel kitaplar yer almaktadır. Bu kitaplarının hemen önünde de ortama mistik bir hava veren buhurdandan dumanlar yayılır. Ayrıca mihrabın yanında ise dev bir mum durmaktadır. Acaba bu mum neyi temsil etmektedir? Dini mi, yoksa Osmanlıyı mı? . Ek Bilgi: Boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Edhem Eldem'in Osman Hamdi bey ve mihrap tablosu üzerine yapılmış röportajından: "tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. Tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. O da bir budizm kitabı. Dolayısıyla belli ki Osman Hamdi bey bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş." demiştir. (İçerik sonuna eklediğimiz HD link ile isteyen inceleyebilir.) #KültürveMerak . Ayrıca yine aynı röportajda "Eser 1903’te Londra’da 2. kez sergileniyor. İki sergi kataloğunda da adı “Genèse”, yani “Yaradılış” olarak kayıtlara geçiyor. Mustafa Cezar “Adını bilmediğim, arkada mihrab olduğu için ‘Mihrab” diyorum” diyor. Olması gerekeni yapıyor. Problem, bugünkü tarihçilerin bunu hiç araştırmadan, sanki Osman Hamdi’nin kendi verdiği isimmiş gibi kullanmalarında. Osman Hamdi’nin eserlerinde isim önemli, çünkü mânâ oraya yükleniyor. " demektedir. . Bu tablonun verdiği mesajın (Nasıl ki görsel basında sansürlü olarak veriliyor ise) aksini empoze etmek isteyenler de olmuştur. Bunu yapanlardan bazıları bu resimlOsman Hamdi Bey’in, “kadının her şeyin üstünde olduğunu” gösterdiğini öne sürmüştür. Hatta Prof. Dr. Nihat Boydaş, Hatsa Fidan’la olan söyleşisinde (diyanet aylık dergisi sayı 153) şöyle demiştir: “son yıllarda, özellikle 20.yy.dan başlayarak kadının sanattaki yeri araştırılıyor. Öyle biliyorum ki 19.yüzyılın sonlarına doğru, batı karşısında kadın hakları veya kadına verilen değer konusunda kendini ezik hisseden Türk kadınları, masaya oturup, kitap açıp, eline kalem almışlar ve resim çektirmişler. Biz de okur yazarız! Böyle bir hava esmiş. Herhalde bu eziklikten dolayı olacak ki, Osman Hamdi Bey de mihrabın önünde rahle üzerinde oturan bir kadın resmi yapmış." demiştir. . Bütün bu din bezirganlarının gözden kaçırdığı şu detayları da hatırlatmakta fayda var. İslam’ın kadına bakışını ayrıca söyleyelim. Araplarda kadın bir mal gibi alınıp satılırken, o günün şartlarında peygamber çıkıp “Cennet anaların ayaklarının altındadır” diyor. Bizim kültürümüzün temelinde bu var. Hakanla karısı yan yana oturuyordu. Kadının fikri ve onayı alınmadan önemli bir karar alınmazdı. Osman Hamdi Bey’in tablosu bir çıkıştır. Osman Hamdi Bey bu eserinde kadının bizde ne kadar kutsal ve önemli olduğunu anlatmak istemiştir. . İşte tartışma yaratan eser, Osman Hamdi Bey'in son derece sert bir dinsel mitolojik eleştirisidir ve kadınlığı hak ettiğini düşündüğü yer olan annelik olarak dinin, dogmanın üzerinde bir yere koymak istemektedir. Kimi yorumlara göre ise benzer şekilde, tablo kadının statüsünün önemini vurgular ve yere atılan dini içerikli kitapların kadının özgürlüğünü engelleyen dinsel baskıları simgelemektedir. . Ayrıca kadının başının açık olması ve oturduğu yer ile Anne adayı doğum öncesi (Hayat veren) hamile görüntüsü ile sanki din adamlarının kıblesini şaşırdığını anlatmaya çalışmış gibi diyen yorumlar da vardır. . Biraz daha bu eser üzerine bilgi veren kişilerden aktarımda bulunalım: Sezer Tansuğ’a göre ise: ‘Avrupa’da hiç bir oryantalist ressam cami mihrabı önündeki rahleye model ermeni kızını oturtup, ayaklarının altına kuran-ı kerim sayfalarını yayacak kadar ileri gidememiştir…”Demektedir. Sezer Tansuğ’un bu öfkesine karşılık Osman Hamdi Bey’in torunu Cenan Sarc ise, resimdeki kadının hamile olarak çizildiği, bu nedenle Osman Hamdi Bey’in, “annelik her şeyin üzerindedir…” gibisinden bir mesaj vermek istediğini söylemiş. Sunay Akın ise bir yazısında : “bu tablo, yaşama ve insana din çerçevesinden bakmanın karşıtı olan pozitif düşünceyi simgelemektedir.” der. Hasan Bülent kahraman da İpek Duben’in türk resmi ve eleştirisi 1880-1950 adlı kitabını önsözünde: “…sanatçılarımızın batılılaşma ile birlikte etkilendiği pozitivizm, gérôme ve osman hamdi çizgisiyle cumhuriyet döneminde ilke edindiği ‘inkılapçı ideoloji”nin’ bir anlamda örtüştüğü sonucuna varmış. Ayrıca İpek duben, Osman Hamdi Bey’in hümanist, bireye önem veren bir sanatçı olduğunu da söyler. . Günümüzde böyle bir resmi yapmaya benim diyen ressam cesaret edemez. Her ne kadar Osman Hamdi Bey bu resmini bundan 100 yıl önce teokratik olduğu öne sürülen bir devletle iç içe yaşarken yapmış olsa da durum budur. . İçerik ve derleme: Mehmet Ural #ferrocan . #OsmanHamdiBey #Mihrap #Yaratılış . Tabloyu Yüksek çözünürlükle incelemek isteyenler için. https://f-origin.hypotheses.org/.../SW_003_1901_Osman... 06 Aralık 2021  İstanbul’un Siyasi Gazetesi]]>
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2021 - Pazartesi
Mehmet Ural

Osman Hamdi Bey'in Kadın ile ilgili tabuları yıkan Tablosu MİHRAP

Osman Hamdi Bey'in Kadın ile ilgili tabuları yıkan Tablosu MİHRAP
Mihrap (Asıl adı YARADILIŞ olduğu da söylenir)
Osman Hamdi Bey'in 1901 yılında (210×108 ölçülerinde) yaptığı tartışma yaratmış Mihrap (Tekvin veya Yaratılış) tablosu Demirbank koleksiyonundan kayıtlı olup, TMSF’ye devri sırasında her nasılsa ortadan kayboluyor ve ondan sonra bir daha izine rastlanmıyor.
.
Bu tablonun aslını bilmeyenler ve bu tabloyu genelde basında görenler, Tablonun genelde alt kısmı (kitapların olduğu bölüm) kesilmiş şekilde sansürlenerek verildiğini fark etmezler.
.
Resimde başı açık dekolteli bir kadın çinilerle yazılmış Kur’an ile çevrelenmiş olan mihraba arkasını dönmüş dimdik oturur vaziyette resmedilmiştir. Bakışlarında bir özgüven ve kararlılık okunur
.
Büyük bir rahle üzerinde oturan ve hamile olduğu belli olacak şekilde olan kadının ayaklarının dibinde ise (Tabloyu görüp bilenlerin ifadelerine göre) Kur'an, Zerdüşt dininin kitabı Avesta ve Budizm kitabı Sakiya Muni gibi dinsel kitaplar yer almaktadır. Bu kitaplarının hemen önünde de ortama mistik bir hava veren buhurdandan dumanlar yayılır. Ayrıca mihrabın yanında ise dev bir mum durmaktadır. Acaba bu mum neyi temsil etmektedir? Dini mi, yoksa Osmanlıyı mı?
.
Ek Bilgi: Boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Edhem Eldem'in Osman Hamdi bey ve mihrap tablosu üzerine yapılmış röportajından: "tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. Tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. O da bir budizm kitabı. Dolayısıyla belli ki Osman Hamdi bey bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş." demiştir.
(İçerik sonuna eklediğimiz HD link ile isteyen inceleyebilir.)
.
Ayrıca yine aynı röportajda "Eser 1903’te Londra’da 2. kez sergileniyor. İki sergi kataloğunda da adı “Genèse”, yani “Yaradılış” olarak kayıtlara geçiyor. Mustafa Cezar “Adını bilmediğim, arkada mihrab olduğu için ‘Mihrab” diyorum” diyor. Olması gerekeni yapıyor. Problem, bugünkü tarihçilerin bunu hiç araştırmadan, sanki Osman Hamdi’nin kendi verdiği isimmiş gibi kullanmalarında. Osman Hamdi’nin eserlerinde isim önemli, çünkü mânâ oraya yükleniyor. " demektedir.
.
Bu tablonun verdiği mesajın (Nasıl ki görsel basında sansürlü olarak veriliyor ise) aksini empoze etmek isteyenler de olmuştur. Bunu yapanlardan bazıları bu resimlOsman Hamdi Bey’in, “kadının her şeyin üstünde olduğunu” gösterdiğini öne sürmüştür. Hatta Prof. Dr. Nihat Boydaş, Hatsa Fidan’la olan söyleşisinde (diyanet aylık dergisi sayı 153) şöyle demiştir: “son yıllarda, özellikle 20.yy.dan başlayarak kadının sanattaki yeri araştırılıyor. Öyle biliyorum ki 19.yüzyılın sonlarına doğru, batı karşısında kadın hakları veya kadına verilen değer konusunda kendini ezik hisseden Türk kadınları, masaya oturup, kitap açıp, eline kalem almışlar ve resim çektirmişler. Biz de okur yazarız! Böyle bir hava esmiş. Herhalde bu eziklikten dolayı olacak ki, Osman Hamdi Bey de mihrabın önünde rahle üzerinde oturan bir kadın resmi yapmış." demiştir.
.
Bütün bu din bezirganlarının gözden kaçırdığı şu detayları da hatırlatmakta fayda var. İslam’ın kadına bakışını ayrıca söyleyelim. Araplarda kadın bir mal gibi alınıp satılırken, o günün şartlarında peygamber çıkıp “Cennet anaların ayaklarının altındadır” diyor. Bizim kültürümüzün temelinde bu var. Hakanla karısı yan yana oturuyordu. Kadının fikri ve onayı alınmadan önemli bir karar alınmazdı.
Osman Hamdi Bey’in tablosu bir çıkıştır. Osman Hamdi Bey bu eserinde kadının bizde ne kadar kutsal ve önemli olduğunu anlatmak istemiştir.
.
İşte tartışma yaratan eser, Osman Hamdi Bey'in son derece sert bir dinsel mitolojik eleştirisidir ve kadınlığı hak ettiğini düşündüğü yer olan annelik olarak dinin, dogmanın üzerinde bir yere koymak istemektedir.
Kimi yorumlara göre ise benzer şekilde, tablo kadının statüsünün önemini vurgular ve yere atılan dini içerikli kitapların kadının özgürlüğünü engelleyen dinsel baskıları simgelemektedir.
.
Ayrıca kadının başının açık olması ve oturduğu yer ile Anne adayı doğum öncesi (Hayat veren) hamile görüntüsü ile sanki din adamlarının kıblesini şaşırdığını anlatmaya çalışmış gibi diyen yorumlar da vardır.
.
Biraz daha bu eser üzerine bilgi veren kişilerden aktarımda bulunalım:
Sezer Tansuğ’a göre ise: ‘Avrupa’da hiç bir oryantalist ressam cami mihrabı önündeki rahleye model ermeni kızını oturtup, ayaklarının altına kuran-ı kerim sayfalarını yayacak kadar ileri gidememiştir…”Demektedir.
Sezer Tansuğ’un bu öfkesine karşılık Osman Hamdi Bey’in torunu Cenan Sarc ise, resimdeki kadının hamile olarak çizildiği, bu nedenle Osman Hamdi Bey’in, “annelik her şeyin üzerindedir…” gibisinden bir mesaj vermek istediğini söylemiş.
Sunay Akın ise bir yazısında : “bu tablo, yaşama ve insana din çerçevesinden bakmanın karşıtı olan pozitif düşünceyi simgelemektedir.” der.
Hasan Bülent kahraman da İpek Duben’in türk resmi ve eleştirisi 1880-1950 adlı kitabını önsözünde: “…sanatçılarımızın batılılaşma ile birlikte etkilendiği pozitivizm, gérôme ve osman hamdi çizgisiyle cumhuriyet döneminde ilke edindiği ‘inkılapçı ideoloji”nin’ bir anlamda örtüştüğü sonucuna varmış. Ayrıca İpek duben, Osman Hamdi Bey’in hümanist, bireye önem veren bir sanatçı olduğunu da söyler.
.
Günümüzde böyle bir resmi yapmaya benim diyen ressam cesaret edemez. Her ne kadar Osman Hamdi Bey bu resmini bundan 100 yıl önce teokratik olduğu öne sürülen bir devletle iç içe yaşarken yapmış olsa da durum budur.
.
İçerik ve derleme: Mehmet Ural
.
.
Tabloyu Yüksek çözünürlükle incelemek isteyenler için.
06 Aralık 2021  İstanbul’un Siyasi Gazetesi
]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

05
Temmuz
07
Mayıs
06
Mayıs
06
Nisan
01
Nisan
25
Mart
14
Mart
28
Şubat
26
Şubat
23
Şubat
18
Şubat
23
Ocak
17
Ocak
16
Ocak
07
Ocak
23
Aralık