Zihnimizle Oynarken. Bilgi barajında "Sudan çıkmış balık olmak varmış."
Kendimizi dinamik, meraklı, araştırmacı ve her bilgiye ulaşabilir zihin açıklığında hissettiğimizde.
Bir de.....
Kendini bunalmış, endişeli veya yorgun hissedenler için...
Aslında yok ikisinin bir farkı zihinde demek isterdim fakat bir türlü ayrım yapamadım bilgilere bakıca.
.
Bu karmaşık zamanlarda, zihnimizi saran ve bizi istenmeyen bir endişe, korku ve bunalma durumuna sokan eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla karşı karşıyayız. Doğallığını sorgulamaya bile imkanımız yok, çünkü kendi doğallığı oldu artık bu barajın.
Bilginin ilk elden alındığı bir dönem vardı. Doğal bilgi. Kaynağından bilgi.
.
Aklıma sadece "gerekli ve yeterli bilgi verilen" ve sadece ilgisi ve bilgisi, olanların yetkiye sahip oldukları" Bilgi eğitimi için yazı bile kullanmayan Machu Picchu'da var olan " Quechua" da denilen "bilgi evi" anlamına gelen eğitim sistemi geldi bunu yazarken. Gerçekten hiç yazıya gerek duyulmayan ve sadece akılda kalıcı olması ya da unutulmaması gereken matematiksel çoklulların anlaşılır olması için sistematik alet "Quipus" kullanan "Ayacucho" kompleksi bulguları yazım halen aklımda ve bu yazının temeli ile içerik değerlendirmesine yol gösterici fikirsel altyapı bilgisinin zihnimde şekillenmesi de bir şekilde hoşuma gitti. Kim bilir aslında en ideal eğitim ve hayata hazırlanma sistemi belli de oydu. İşlevselliği bakımından bizdeki "Köy enstitülerine benzetirim zaten"
.
Neyse konumuza dönelim.
Ben Türkiye için yazayım dünyanın geneli de tarihsel olarak çok farklı değil bu süreçte.
Türkiye'de internet, ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. Bulunup kullanılması 1950 lere kadar gitse de dünyada günümüzdeki şekilde bilgi amaçlı kullanımı 1989 yılında başladı.
.
Yazımızın başlığında "Zihnimizle Oynarken. Sudan çıkmış balık olmak varmış." tanımı kullandım fakat sudan çıkmadan sudan çıkmış balık olduğumuzu fark edemiyoruz maalesef ki.
Günümüzde bu yazıyı okuyan ve okuyabilecek herkes, istisnasız herkes "eşi benzeri görülmemiş bir bilgi barajıyla dolu sanal dünya gerçekliği "realitesi" içindeyiz.
Sanal ortam (SANMAK kökünden geliyor düşüncesindeyim eski söylemi ile zannetmek) dediğimiz bu alem artık neredeyse bütün bilgilerin yegane kaynağı haline geldi sıradan bireyler için. Hatta sadece sıradan bireyler için değil gerçek doğal bilgilerin de tek ulaşılabilir kaynağı oldu burası. İşte o nedenle bilgi barajı tanımlamasını kullandım.
.
Sosyal medya her türlü bilginin doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın ve herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan şehir atıklarının da doğal atıkların da biriktiği bir baraj halini aldı. Burada ayrım yok. Bilgi baraja karışmadan herhangi bir kontrole de tabi tutulmuyor. İşte en büyük tehlike zaten burada. "Ayıkla pirincin taşını" dedirtecek bir der aslında yayınlanmadan doğruluk kontrolü veya temizlemesi mümkün olmayan bir ortam.
.
Köy kahvaltısı yaptınız mı hiç? Yooo evet demeden önce düşünün biraz, kümese girip ayaklarınıza tavuk pisliği bulaşacağını düşünmeden yumurta aldınız mı folluktan, sağmış olmasanız bile bir tencerede kaynattınız mı sütü, yağmurdan çamur olmuş, kurumuş toz içinde kalmış bahçeden domates veya biberi dalından koparıp, taze soğanı çekip çıkardınız mı topraktan ekmemiş olsanız bile. İşte Doğal olan bu, bunun doğru yapılmış ve önümüze gelmiş olanı sadece doğru yapılmış olanıdır. Bu doğrunun var olmasında doğal olanları yapanların öğretileri vardır. Kayaktan veya pınardan su içmek için oraya gidenler onun doğalını içenler, şişelenmiş haliyle bunu alanlar ise doğru tercihi yapanlardır.
.
Gelelim dağınık içerikli paragrafları birleştirmeye. Hiç bir ayrıma tabi tutulmadan bilginin birikip herkesin ulaşabildiği doğruluğu ise ancak sonradan test edilen bir kaynağımız var yapay olarak var edilmiş bilgi pınarımız barajımız. hem de depolama kapasitesi sınırı olmayan.
Hiç bir yazılı metin kullanmadan sadece bilgi öğretilen uygarlık var etmiş toplum var. (Öyle demeyin orada verilen bilgiler sadece hedefe ve amaca yönelik, kişinin yetenek ve kapasitesi ile orantılı, gereksiz yan dallar ve bilgilerden arındırılmış olup zaman ve emek kaybı olmadan, Balıkların uçmaya, kuşların yüzmeye zorlanmadığı bir eğitim ve bilgi aktarımı ile gelişen toplum.
Bilgileri doğrudan sahibinden yani ustasından, üstadından Öğretmen - öğrenci ilişkisi içinde, usta çırak sistematiği gibi alan geçmiş zaman eğitimleri ve şimdi günümüz.
Günümüz artık METAVERSE
.
Unutmadan söyleyeyim uyarmadı demeyin yakın bir gelecekte Metaverse henüz başlamadan yok olabilir. gerçekten yakın bir gelecekte 3 veya 5 yıl gibi bir süre içinde sadece metaverse değil bahsettiğimiz sosyal bilgi medyası dediğimiz baraj bile yıkılabilir. Bu kaçınılmaz bir olay çünkü. İnsana bağlı değil evrenin işleyişi bu şekilde. Güneş bunu yapacak. Hem de hepimizin beğenerek ve imrenerek baktığı Aurora dediğimiz kuzey ışıklarının topluca ve kat kat fazlası ile dünyamızı etkileyerek.
İşte o zaman yukarıda bahsedilen kahvaltıyı gerçekten birey olarak doğal olarak yapmak zorunda kalabilirsiniz. Gerçekten bilenlerden öğrenmiş olmanın önemini daha iyi anlamış olmak demektir o günler. Bilginin doğruluğunun ayırt edilebilir olduğunu ve bunun aslında kolay olduğunu fark etmek bir başlangıçtır. Sosyal medyada Çiçek, böcek, kelebek görselleri peşinde koşanlar. Mistik içerikli gizemlerden esinlenip, ulvi kavramların dramatize edildiği dramatize hikayelere prim verenler. İki satır yazmaya üşenip, nasıl yapıldığından bir haber olmak bir yana her bulduğu ve gördüğü hazır olanı paylaşıp bu barajı "Post İt" diye tabir edilen özlü sözler ve görselleri ile dolduranlar. İşte bunu LİKE denen o günlük dozları için yapanlar. Görün ve bilin ki bu baraj anlamsızlıkları da hazmediyor. .
.
KAFA - BEYİN - ZEKA
Bilgiyi sürekli özümsediğimizde, zekayı sezgiye ve varlığa önceleyen, baş "kafa" merkezli "erkeinglen" -erkeksi- (Bu tabir sosyal yaşantıda dominant ve gerçekte olan etkisi özelliğinden dolayı kullanılmıştır) bir bilinç durumunda yaşıyoruz. Ne zaman erkeksi sol beyne doğru çok ağır kutuplaşsak, "gonantgen" -kadınsı- (Bu tabir en ilkel haliyle bile doğum yapabilir ve hayata başlatabilir olma, hayatı devam ettirecek duyguları kural gibi adilane özelliğinden dolayı kullanılmıştır) yönümüzü kapatırız.
.
Sonsuzca her bilgiyi tahmin etmeye, mantıklı hale getirmeye ve cevaplar talep etmeye çalışmak biraz nafile bir çabadır, bu da bizi her zaman daha da karışık ve belirsiz hissettirir. Çoğu zaman, aramakta en çaresiz olduğumuz cevaplar, sadece zekadan gelmez, özellikle de süreci zorlarken, doğru zamanında ortaya çıkmasına izin vermek yerine, arayış ile karşımıza çıkanların kargaşası ve yeniliği sunum güzelliği ile birleşince sosyal medya barajı artık bağımlısı olduğumuz kullanım alanı haline evriliyor.
.
Zihnimizin sınırlarından çıkıp bedenin bilgeliğine düştüğümüzde, bireyin kapasitesi ve kalitesine yöneldiğimizde, sadece zihin aracılığıyla asla bulunamayacak içgörüleri de alabiliriz. Vücudumuz (varlığımızın bütünsel spektrumunu kapsayan) insanların düşünce, inanç ve eylemlerinin çoğunluğunu yöneten, tutum ve davranışlarının şekillenmesini sağlayan koşullanmış zihinsel girişlerin üstündeki bir zekaya sahiptir. (Vücudumuz)
.
Algoritmik programlardan arınmış, doğmadan önce planları yapılmış, doğduğumuzdan beri üzerimize aşılanmış bir bilgelik kazanmak için, sezgisel algılama (ve bilme) duygumuza yeniden bağlanmalıyız. Çünkü bu devinimci olma/farkındalık hali modern dünyamızda çok göz ardı ediliyor, kendimizi büyük bir kaos ve kargaşa içinde bulmamıza şaşmamalı.
.
Hızlı ilerleyen modern yaşamımızın talepleri, özellikle de ekonomi temelinde olan ve gerçekte biyolojik bir ihtiyaca cevap vermeyecek olduğunu bildiğimiz halde sosyal öğretilerden kaynaklı yönelim olarak, finansal güvence elde etme ihtiyacı nedeniyle, mantık ve eyleme yönelik zihinsel işlevlere güvenir hale geldik. Bize 'başarı' takibinin keskinleştirilmiş bir zeka ve/veya tutarlı bir aşılama ve disiplin üzerine olduğu öğretildi. Bu, sezgileri hiçe sayan, mantıktan yana ve sistem öğretilerine teslimiyetten yana disiplini dayatma kuralı gibi anlık ve gelecek planlarımızın rotasını tutan katı bir eğitim kuruluşu aracılığıyla bize aşılanmıştır. Bunun adaı da sistemdir. Ana akım eğitimin, aslına bakarsak, barajda boğulmadan yüzeyde kalmak için sonsuz 'verimgenlik' gerektiren bir sistemin çarkında doğru çark eden robotik işçileri "bireyleri" yetiştirmek için tasarlandığı için şaşırtıcı değil. Korku gelecekten kaynaklıdır, geçmişten örnekleri alıp geleceğimize yön verilmesi için kullanılır. Her birey aklını bilgi ile şekillendirdiği zihninde korkunun, özellikle gelecekte olası bilindik korkuların planlananlardan olmaması tedbirine yönelik zihinsel içgüdü etkisini farkında olmadan yapar. (Açlık çeken insanları bilmek ve bunların çoğaldığını düşünmek. Evsiz kalan insanları bilmek ve bunların çoğaldığını bilmek. Yardıma muhtaç kalıp yardım edebileceklerin el uzatmadığını bilmek.) İşte sosyal medyada bu örnekler de hayli yoğun olarak karşımıza daha önce bahsettiğim post it paylaşımlar ile, dramatize edilmiş hikayeler ile sürekli bilgi barajına gelen sağanak gibi akmaktadır. Bunlardan korunmak mümkün değildir, ancak bunların farkındalığında olmak ve lafla değil kendini bilerek ve kandırmadan etkilenmeyecek bilgi, bilinç ve zeka seviyesinde olmak önemlidir.
.
İçinde bulunduğumuz ortam budur. başarı da bu ortamdan gelmek zorundadır artık ve bu da kaçınılmaz olmasa da değiştirilmesi pek mümkün olmayan bir gerçekliktir. Başarı da buradadır.