Labirentte yok olan hayatlar...
Bir gün, bir an, bir olay her ne olduğu önemli olmasa da bir kapıdan geçersiniz. Belki basit bir okul tercihi, belki size yapılan bir teklifin evet / hayır cevabının sonucu. Bir ölüm, bir iflas, bir kaza. Hiç fark etmeden sizi içinden çıkılamaz diye düşünenize neden olacak bir labirent açmazının içinde bulmanıza neden olabilir. Doğal (normal) seyrinde devam eden hayat bizleri aniden bir labirentte koyabilir. Karanlık olabilir, binlerce alternatif güzergahı olduğu düşünülebilir. Kesinlikle içinden bir defada ve hiç hatasız çıkılmaz labirent yoktu. Evet bunu unutmayın, kesinlikle içinden çıkılmaz bir labirent yoktur.
Bunu nasıl yapacağını bilmemek vardır... Nasıl mı? Hadi canım? Dediğinizi duyar gibiyim. Vardır fakat ben bilmiyorum diyenler de aramızda. Okuyun öğrenin bu yazıda...
Bu acı labirentinden nasıl çıkacağız? Hep; son zamanlarda umutsuzluğa kapılmak için çok sebep çıktı karşımıza ama işte yine buradayız. Bu yazıyı okuyoruz. Büyük bir üzüntüyü hepimiz atlatmaya çalışırız. Bu üzüntü labirentinden nasıl çıkacak olduğunuzu düşünür, çözüm ararız. Aslında bu çözüm arayışı sadece çözüm ne olabilir ki diye düşünürken, çözümsüzlük sonuçlarının aklımıza yahut kucağımıza dolmasına neden olur. Kendimize çözüm ne acaba? Çözüm ne acaba? Çözüm ne acaba? Diye kaç kez sorabiliriz. Kaç kere daha sormak istersiniz gerçekten çözüm bulmak için? O an yaşıyor olmanız, sadece hayata tutunanlar olduğumuzun göstergesidir. Bu yüzden labirentten çıkmak için çözüm ararken, tavsiyem kendinize şunu sorun. Tavsiyem"Benim şu an umutlanma sebebim nedir?"Bir de sorulmalması gereken bir soru vardır tekrar tekrar. "Kaybettiğimde bana ne olacak?"
Öncelikli olan sorunun çözümüdür, çözümden sonra, şimdi ne olacak diye sorabilirsiniz gerek kalırsa. Unutmayın bir araya gelen her varlık dağılır ve dağılacak. Seni sen yapan her bir parçanın dağılacak olduğu gerçeği gibi. Şunu gözden kaçırmayın, aklınızdan da çıkarmayın; henüz bir bütünüm ve dağılmadım. Acıya teslim olmayın, acı çekme isteği çözümsüzlük zamanlarında aslında acının kesilmesi isteğinin temelidir.
Acı bitsin diye çözümsüzlükten dolayı acı çekme isteği sizi sarmak için pusuda bekleyen bir düşünce bombasıdır. Patlarsa tahribatın neler olabileceği bilinmeyen bir bomba gibi. Siz bütün kaldıkça acıyacak, belki de yok olana yahut ölene kadar acıtacak. Fakat isteğin kesilmesi bitmeyecek, sadece zamanla azalacak. Bu acı labirentinden çıkmak için çözüm ararken bulacak olduğunuz çözüm ile her geçen gün sadece bir parça daha azalacak ve zamanla yıl dönümü, hatta bir süre sonra hatırlatan olaylar ile karşılaşınca anılacak bir acı olacak.
Fakat kesinlikle bir çözümsüzlük olmayacak. Bu süre içinde siz yaşayacaksınız. Ölene kadar yaşayacak olduğunuz kesinliği ile, siz kendiniz bilinçli olarak bu sürece hız vermeyin yeterli. Labirentten konumu, ister gerçek labirentten oluşsun, ister yukarıda anlatılan hayatın engelleri olsun. Hiç fark etmez çıkış yolu basittir aslında. Şimdi bir sonraki paragrafta anlattığımda o kadar basit olduğunu göreceksiniz ve 'hadi be, nasıl düşünmedim' diyeceksiniz muhtemelen. Gerçek bir labirentten hatasız ve kesin çıkış yöntemi. .Bir labirent kapısından girdiniz. Ne kadar büyük yahut karmakarışık olduğunu hakkında bilgi yok, fakat biz labirentten çıkmak istiyoruz. Olur olmaz her yola girip çıkarsak işte yukarıda bahsettiğim 'Çözüm ne acaba' açmazının içinde kaybolma yolunda ilerliyoruz demektir. Aklımıza sahip çıkıp, elimizden gelenin en iyisini yapmak ancak bizi başarıya götürür. Evet elimiz ve aklımız. Böyle bir açmaz labirentinden çıkmak isterseniz gerçekten, sadece içine girdiğiniz anda sağ veya sol fark etmez, bir eliniz ile tutunun duvara. Sakın kaldırmayın elinizi ve ilerleyin. Böylece bir kez geçtiğiniz yoldan bir daha geçmemiş olacaksınız.
Hatta arada kapalı yahut kendi içinde dönen çıkmazlara hiç girmesiniz. Elinizi bırakmadan ilerleyin, ya en kısa ya da en uzun yolu seçmiş olabilirsiniz, fakat kesinlikle çıkışa gidiyorsunuz. Hatta karanlık ve korku verici olsa bile çıkışa gittiğinizi bilmek, zaten çıkmış olmakla eşdeğer bir düşüncedir. An gelir psikolojik yıkıma neden olan bir buhran labirentinden çıkmanın yolunu bilmek gerekir.
Tutunun, elinizle, aklınızla artık yarınımızda olası olan ne geliyorsa aklınıza ona tutunun. Tutunamayanlar pes eden ve çözüm bulamayacak kaybolacak olanlardır. Tutunun bir ele. Tutunuz elinizle bir umudu. Sakın bırakmayın elinizi. Sakın bırakmayın size tutunmaya çalışan bir eli. Boşta ve arayışta bir el görürseniz, artık biliyorsunuz nasıl çıkılacak diye. Tutun o eli, boş bırakmayın geleceğini. Hayat tutunamayanları taşımaz yanında, Hayat tutmayanlara da pek rahat bırakmaz yarınlarda...
Çok uzun yıllar öncesinden bu labirent çıkışını yazmak istiyordum fakat sadece labirent çıkış formülü olsun istemiyordum. Şimdi bir çok tutunamayanları bir arada gördükten sonra aslında bunun da hayat labirentinden çıkmak için çözüm arayanlar olduğunu fark ettim. Zamanının ve anlamlandıracak konunun bu olduğunu düşünüp yazdım. .Buraya kadar okuyanlara teşekkür ederim...
Arşiv yazılarımdan paylaşım.Mehmet URAL #ferrocan#kendinefilozof#bft yazıları.#KültürveMerak#Labirent#Bunalım#Çıkıs .Paylaşıma açık ve Zotero Kayıt Linki.https://www.facebook.com/groups/kulturvemerak/permalink/5180324775416322/.
]]>